"Herkesin yapabileceği bir şey vardır!"

Mahallelerinde ve barınaktaki hayvanlar için gönüllü olarak çalışma yürüten Evrim Kalhan ile Elçin Deniz Özkurt, “Barınaklardaki çocuklarımızı yalnız bırakamayız. Otlara basabilmeleri, gökyüzünü görebilmeleri için kafeslerden çıkmaları gerekiyor” diyor

19 Aralık 2025 - 10:29

Sokak hayvanlarının uyutulmasını içeren ve ‘Katliam Yasası’ olarak adlandırılan yasanın kabulünden sonra sokak hayvanlarının korunması için mücadele arttı. Kadıköy ise bu mücadelenin başını çekiyor. Sokaklarda besleme yapanların, tedavi ve bakım ihtiyaçlarını karşılayanların, sahiplendirme için çalışanların sayısı çoğaldı, mahalleler arası iletişim güçlendi, platformlar kuruldu. Hayvanların bakım ve tedavi masrafları için dayanışma etkinliği düzenleniyor. Ayrıca mahallelerde gönüllü olarak sokak hayvanlarına destek elini uzatanlar, yasa ile birlikte barınaklarda da gönüllü olarak çalışma başladı. 

Osmanağa Mahallesi sakini Evrim Kalhan ile Rasimpaşa Mahallesi’nde yaşayan Elçin Deniz Özkurt da mahallelerinde hayvanlara sahip çıkanlardan. Yasa ile birlikte daha fazla çalışmanın içinde yer alan Kalhan ile Özkurt, barınak gönüllüsü olarak da köpeklerin temizlik ve bakım gibi ihtiyaçlarını karşılıyor, onları gezdiriyor, seviyor ve onlarla keyifli zaman geçiriyor. 

“SAHİPLENDİRMEYE ÇALIŞIYORUZ”

“Hem mahalle hem de barınak gönüllüsüyüm” diyen Evrim Kalhan, “Üç yıldır haftada bir gün Kadıköy Belediyesi ile Ataşehir Belediyesi barınağına gidiyordum. Ama bu yasa ile birlikte üç gün gitmeye başladım. Yasadan sonra hayvan sayısı arttı. Mahalleden alınan köpeklerimizin durağı barınak oluyor. Onları görebileceğimiz tek yer barınak. Çoğunu sahiplendirmeye veya geçici yuva bulmaya çalışıyoruz. Gezdiriyoruz. Hepsinin güneşle, toprakla buluşması için uğraşıyoruz. Kafeslerden alarak hava almasını sağlıyoruz. Yeri geliyor temizlik de yapıyoruz.” dedi. 

Kalhan, “Barınak gönüllüsü sayımız ne kadar fazla olabilirse o kadar çok köpeğe faydamız dokunabilir. Çünkü bir kişinin yapabileceği ile 10 kişinin yapabileceği arasında dağlar kadar fark var. Kimisi bir saat ayırabilir, kimisi sadece sevmeye kimisi de sadece dolaştırmaya gidebilir. Köpeklerimizin, hayvanlarımızın yanındayız dememizin bir başka yolu da kalabalık olmak. Sayımız artmaya başladı. Sokaktaydık ve şimdi artık barınaktayız. Köpekler sahipsiz değiller. Biz varız.” diyerek barınak gönüllü olarak da çalışmaya devam edeceklerini söyledi. 

“BURADAYIZ, VAZGEÇMİYORUZ”

Sokaklarda var olmaya devam ettiklerini, yasadan sonra da 7-8 aydır aktif olarak barınağa gittiğini söyleyen Elçin Deniz Özkurt da “Barınaklardaki çocuklarımızı yalnız bırakamayız. Otlara basabilmeleri, köpek gibi koklayıp hissedebilmeleri, gökyüzünü görebilmeleri için o kafeslerden çıkmaları gerekiyor. Başka bir hayat olduğunu anlayabilmeleri ve en önemlisi bir gün sonra ya da bir hafta sonra geldiğimizde yaşama devam edebilmeleri için onlara bir umut verebilmek için oradayız. Şuna inanıyoruz ki ne kadar çok gönüllü olursa, ne kadar çok insan katılırsa o çocuklar bizler gibi mücadele edecekler. Birçok insanın barınaklara gelmemesindeki en büyük kaygısı onları o şekilde görmeye dayanamaması. Ama burada kaçırılan bir nokta var. Aylarca o kafeslerde mahkum olarak yaşayan hayvanlar aynı yerde dışkılayıp, aynı yerde yiyip, aynı yerde uyuyor. Bunları düşünüp onları orada yalnız bırakamayız. O yüzden barınaklara gitmeliyiz.” diye konuştu.  

“Herkesin barınaktaki canlar için yapabileceği bir şey vardır.” diyen Özkurt, şöyle devam etti: “Onları gezdirebiliriz, sevebiliriz ve onlarla konuşabiliriz. İletişim kurulduğunda tepkileri değişiyor. Ilımlı bir insan sesi onlarda ciddi anlamda psikolojik bir rahatlamaya sebep oluyor. En çok ihtiyaçları olan şey bu. Bir ses onlar için tutunmak için bir sebep oluyor. Biz orada çoğaldıkça, hayvanları sahiplenme arttıkça canlarımızdan vazgeçmeyeceğimizi anlayacaklar. Biz buradayız ve elimizden geleni yapacağız.”

 

ARŞİV