“Gazetecilerin çalışma özgürlüğü engelleniyor”

Basın özgürlüğünün tehdit altında olduğu bir ortamda gazeteciler, mesleklerini onurla sürdürmeye devam ediyor. TGC Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Güç, “Demokrasinin olmadığı, temel hak ve özgürlüklerin baskılandığı bir ortamda basın özgürlüğünden de söz edilemez” dedi

30 Nisan 2025 - 20:20

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de basın özgürlüğü alanındaki sorunların yeniden gündeme gelmesine vesile oluyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Güç, Türkiye’de basın özgürlüğünün mevcut durumu ve gazetecilerin yaşadığı zorluklar hakkında gazetemize konuştu.

“TÜRKİYE 180 ÜLKE ARASINDA 158’İNCİ”

Türkiye'nin, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü konusunda dünya sıralamalarında en gerilerde yer aldığını belirten Güç, “Tüm dünyada otoriter yönetimlerin yükselişiyle birlikte basın ve ifade özgürlüğü gerilemeye başladı. Türkiye ise yıllardır bu alanda en fazla gerileyen ülkeler arasında ilk sıralarda. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye, 180 ülke arasında 158’inci sırada yer aldı." dedi. Güç, gazetecilere yönelik hedef göstermelerin, fiziksel saldırılara zemin hazırlayan söylemlerin ve cezasızlık politikalarının da devam ettiğini vurguladı.

Son yıllarda gazetecilerin haber yapma özgürlüğünün ciddi şekilde kısıtlandığını vurgulayan Güç, on binlerce gazetecinin işsiz olduğunu ve kalanların da sansür, yayın yasakları ve otosansür ortamında çalışmak zorunda bırakıldığını ifade etti. Güç, “İktidarın basın sektörünün yüzde 95’ine egemen olduğu ülkemizde hala gazetecilik yapmaya çalışan yürekli meslektaşlarımız görevlerini yapma uğraşındalar, bunu yaparken de bedeller ödüyorlar. Türkiye cezaevlerinde 18 gazeteci ve medya çalışanı bulunuyor. Açılan soruşturmalar, davalar ve gözaltılarla gazeteciler çalışamaz hale getirilmeye çalışılıyor.” dedi.

“BAĞIMSIZ HABER SİTELERİ GELİR KAYBINA UĞRADI”

Dijital medya ve sosyal medya konusunda da değerlendirmelerde bulunan Güç, Kasım 2024’te Google’ın yaptığı algoritma değişikliğinin bağımsız haber sitelerine büyük zarar verdiğini belirtti. Güç, “İnterneti 'çöp' içeriklerden temizlemeyi amaçlayan bu güncellemeler “nedense” bağımsız habercilik yapan sitelerin görünürlüğünde ciddi düşüşlere ve gelir kaybına neden oldu. Bu sebeple Duvar gazetesi kapandı. Yaygın gazetelerin ve sitelerin görünürlük düşüşü daha çok gündem olsa da asıl büyük etkiyi bağımsız ve yerel yayıncılar gördü. Bu sitelerin görünürlüğü zaten düşük olduğundan, tık sayılarındaki küçük değişiklikler bile büyük gelir kayıplarına neden oluyor.” ifadelerini kullandı.

“İKTİDAR GAZETECİLERİ SUSTURMAYA ÇALIŞIYOR”

Sahada çalışan gazetecilerin maruz kaldığı baskıya da dikkat çeken Güç, “AKP iktidarı, gözaltı ve tutuklamalarla çalışan gazetecileri susturmaya çalışıyor. Saraçhane yargılamalarında davaları izlerken gördük, polis gazetecileri suçlamak için ekipmanlarının görünmediği büst fotoğraflarını çekiyor. Savcı gazetecilerin gazeteci olduğunu ispatlamasını istiyor. Meslek örgütleri olarak arkadaşlarınıza şahitlik edebileceğimizi ilettik. Bu aslında gazetecinin çalışma özgürlüğünü engellemek anlamına da geliyor. Türk Ceza Kanunu Madde 117/1’e göre bu tür ihlaller suçtur ve şikayet edilmelidir.” şeklinde konuştu.

Türkiye’deki medya sahipliği üzerine de değerlendirmelerde bulunan Güç, “Gazetecilerin yaptıkları araştırma dosyaları ve nitelikli haberler, birçok işveren tarafından kâr ve siyasi avantaj uğruna feda ediliyor. AKP iktidarıyla iş yapan kamu ihaleleri alan holdingler gazetelerin sahibi olduğundan iktidarın kamuoyu yararına olmayan faaliyetlerini haber yapmaları mümkün değil. İktidarın propaganda aygıtı olarak faaliyetleriyle devletten aldıkları ihalelerle zenginleşiyorlar. İktidarın basın sektörünün yüzde 95’ini kontrol ettiğini düşündüğümüzde dijital medya ve sosyal medyanın basın özgürlüğü açısından sınırlı da bir alan yarattığını düşünüyorum. Neticede iktidar istediğinde servis sağlayıcı hesaplara kısıtlama ve engelleme getirebiliyor. İstedikleri haberlere erişim engeli getirebilirseler de sosyal medya ve dijital medya halka bir nefes aralığı bırakıyor.” dedi.

“GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR”

Basın özgürlüğünün demokrasinin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Güç, “İfade özgürlüğünden bahsedebilmek için haberin serbest dolaşabildiği, gazetecilerin cezaevinde olmadığı bir topluma ihtiyaç var” dedi. Gazetecilerin tarihe tanıklık ettiğini belirten Güç, geleceğe dair umudunu şöyle ifade etti: “Gazetecilik halkın haber alma, bilgilenme hakkına hizmet eden saygın, onurlu bir meslektir. Gazeteciler bedeller ödeseler de kamuoyunu aydınlatmaktan geri durmayacaklar. Bu nedenle ısrarla diyoruz ki gazetecilik suç değildir. İfade özgürlüğünden söz edebilmek için haberin özgürce dolaşabildiği, cezaevindeki meslektaşlarımızın serbest kaldığı bir toplum olmalıyız. Umuyoruz ki gelecekte, demokrasinin yeşerdiği, cezaevlerinde gazetecisi bulunmayan aydınlık ve barışçıl bir ülkede yaşayacağız.”


ARŞİV