“Film endüstrisinin kalbi Sinematek’te attı”

Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi ve Sinema Adası’nın düzenlediği “1. Sinematek Günleri Sektörel Buluşmaları”nda yönetmenler, oyuncular, yazarlar ve yapımcılar biraraya geldi

08 Haziran 2022 - 09:59

Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi ile Sinema Adası işbirliğiyle 3-5 Haziran tarihlerinde düzenlenen “1. Sinematek Günleri Sektör Buluşmaları”nda sektörde aktif çalışan veya sektöre girmek isteyen sinemaseverler; yönetmenler, yapımcılar, yazarlar ve oyuncularla buluştu. Bini aşkın kişinin katıldığı Sinematek Günleri’nde senaryonun fikir sürecinden fikir için fon bulmaya, yönetmenin oyuncu seçiminden yapımcılar için yeni dağıtım ve pazarlama stratejilerine kadar farklı başlıklar ele alındı. Alanında uzman isimler, sinemanın içinde olduğu durumu değerlendirerek gelecekte neler olacağına dair fikirlerini paylaştı.

“KATKI YAPMASINI İSTİYORUZ”

Sinematek/Sinema Evi Sanat Yönetmeni Emin Alper, “Sinema endüstrisinin kalbi üç gün boyunca Sinematek’te attı” diyerek şunları söyledi: “Türkiye’deki sinema endüstrisiyle yakın temas içerisinde olmak ve mümkün olduğu kadar Sinematek’in sinema endüstrisine katkı yapmasını istiyoruz. Yönetmenleri ve oyuncuları buraya davet ediyoruz. Her şeyden önemlisi Sinematek’in çok genç bir izleyici kitlesi var. Sektöre yeni girmek isteyen gençlerin bir şeyler öğrenebileceği paneller, söyleşiler düzenlemek istiyoruz. Sinematek Günleri de buna vesile oldu. Salonların hepsi doldu ve gelecek senelerde daha da artacak. Dijital platformalardan, ana akım film yapan yapım şirketlerine, bağımsız sinemacılardan oyunculara onlarca konuk geldi ve genç izleyicilerle buluştu. Sinema Adası’nın değerli katkılarıyla ve bizim de ev sahipliğimizde üç günlük çok güzel buluşma ortamı yarattık. Gençlerin çok şey öğrendiğini düşünüyorum.”

“PANDEMİ İLGİYİ ARTIRDI”

Etkinliğin ilk günü "Bağımsız Filmlerde Festivalin Rolü: Başka Sinema Neden Doğdu?", "Dijital Bir Festival: MUBI", “Ana Akım Film Yapmak ve Dağıtmak”, "Kamerada Oyun Atölyesi", "İlk Filmin Yolculuğu" ve "Filmi Afişle Anlatmak" oturumları düzenlendi.

"Dijital Bir Festival: MUBI” oturumunda, Abbas Bozkurt ve Mert Erarslan sinema izleyicisinin dijital gösterim kanallarına olan ilgisini ve bu durumun sinema salonlarına etkisini konuştu. Küçük şehirlerde yaşayan sinema severlerin film izleme imkanlarının kısıtlı olduğunu ifade eden Bozkurt, Mubi’nin bu anlamda daha fazla insana ulaştığını söyledi. Bozkurt, “Mubi olarak filmi sinemada izleme deneyimini önemsiyoruz. Türkiye’de de Sinematek tarzı bir yer kurmayı hayal ediyoruz. Festival deneyimini karşılamak istiyorsak böyle bir mekân kurmak gerekiyor.” dedi.

Etkinliğin ikinci gününde Susma Bitsin Platformu'ndan "Susacak Mıyız? Hiç Sanmayız!", "Fikirden Senaryoya Geliştirme Süreçleri", "Fon Başvuruları" üzerine atölye ve oturumlar gerçekleştirildi. Setlerdeki cinsel taciz ve ayrımcılıkla mücadele etmek üzere kurulan Susma Bitsin Platformu üyeleri Cihan Aslı Filiz ve Berfin Ali Binbay, platformun kuruluşundan bu yana yapılan çalışmaları paylaştı.

SİNEMADA NELER DEĞİŞTİ?

Son gün ise "FİLM-KOOP Nedir? Neden Kuruldu?”, “Bi Kısaçek: Kısa Film Yönetmenleri ve Kısa Film Sektörü", “BLOCKCHAIN x SİNEMA x TELİF: WideAngle”, “Sinema TV Sendikası ise "Sendika ve Meslek Birliklerinin Çalışmaları", “O Karakter Benim! Oyuncu-Yönetmen Sohbetleri”, “Bağımsız Sinema ve Ana Akım: Film Çekmek” başlıklı oturumlar düzenlendi.

“Bağımsız Sinema ve Ana Akım: Film Çekmek” oturumunda bağımsız sinemanın tanınan yönetmenlerinden Seren Yüce ve İlksen Başarır günümüz koşullarında bağımsız film yapmanın avantajlarını ve zorluklarını tartıştı.

Sinemada 10 yıl öncesine göre birçok şeyin değiştiğini ifade eden İlksen Başarır, “Bağımsız filmlerin izleyici sayıları beş binlerde kalıyor. Sinemayla ilgilenen ve üretmek isteyen insanlar var ama bu sayı beş bin midir? Bu filmlerin izleyicisi olmadığı için iki ya da üç hafta içinde vizyondan kaldırılıyor. Birkaç ay sonra da üyesi olduğumuz dijital platformlarda izliyoruz. İzleme şeklimiz değiştiği için bu durum film üretme biçimlerini de değiştiriyor maalesef. Sinema ölmez ama biçim değiştiriyor.” diye konuştu.

Ana akım sinemada para kazanmanın önemli olduğunu dile getiren Seren Yüce, “Ana akım ile bağımsız sinema arasında şöyle temel bir fark var; senaryoda biz kişisel bir mevzumuzu anlatıyoruz. Ana akımda ise farklı şeyleri eklemek gerekiyor. Bağımsız sinemada yönetmenin ortaya koyduğu fikri yapımcıdan bağımsız uygulamak gibi bir şansı var” dedi.

“KIYMETLİ BİR ETKİNLİK”

Kız Kardeşler’in oyuncuları Cemre Ebüzziya, Ece Yüksel ve Helin Kandemir; filmin yönetmeni Emin Alper ile birlikte “O Karakter Benim! Oyuncu-Yönetmen Sohbetleri” oturumunda buluştu. Oyuncular; filme seçilme hikayelerini ve tecrübelerini katılımcılarla paylaştı. Söyleşiden sonra Cemre Ebüzziya, Ece Yüksel ve Helin Kandemir ile hem Sinematek hem de etkinlik hakkında konuştuk.

Kandemir, “Pandemi nedeniyle uzun zamandır biraraya gelemiyorduk. Hepimizi burada görmek ve sinema için bir şeyler yapabilmek çok kıymetli bir şey. Güzel bir sohbet oldu. Ekibimizle ve filmimizle ilgili konuştuk. Hepimiz için kıymetli bir etkinlik olduğunu düşünüyorum.” dedi.

Sinematek’e ilk defa geldiğini ve çok beğendiğini ifade eden Ebüzziya “Yoğun bir katılım oldu söyleşimize. Bunu da film başarısına bağlıyorum. Film ve oyunculuk üzerine yaptığımız sohbetimiz de çok güzel geçti. Sektörden tanıdığım arkadaşlarımla ve genç oyuncu adaylarıyla buluşmak da çok iyi oldu.” diye konuştu.

“İyi ki böyle buluşmalar oluyor” diyen Yüksel de “Oyuncu ve yönetmen adaylarının fikirlerini öğrenmek, tecrübelerimizi paylaşmak bence çok güzel bir konsept. Çok iyi buldum bu etkinliği ve iyi ki yapılmış diyorum. Sinematek’e de ilk defa geldim ama gelen arkadaşlarım öve öve bitirememişlerdi. İlk fırsatta film izlemeye de geleceğim.” dedi.

 

 

 

 


ARŞİV