Deniz kokusu ile kitap kokusunun birleştiği yer: Moda İskelesi

Kadıköy’ün simgelerinden biri olan Moda İskelesi restore edilip açılmasından bu yana her kesimden yurttaşın soluk aldığı bir yer haline geldi. Market işçisi Erhan Sabay, “Molalarımda buraya geliyorum” derken, doktora öğrencisi Merve Yosunkaya ise “Buranın ayrı bir havası var. Sanki deniz kokusu ile kitap kokusu birleşmiş gibi” diye konuştu

07 Eylül 2022 - 11:51

Mimar Vedat Tek tarafından 1916-17 yıllarında yapılan, özel mimarisinin yanında İstanbul’un en eski iskelelerinden biri olan Moda İskelesi, iskele işlevini kaybetmesinin yanında on yıllardır bakımsızlığa terk edilmiş durumdaydı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı tarafından restore edilen iskele, 19 Ağustos 2022 tarihinde kültür sanat merkezi olarak faaliyet göstermek üzere açıldı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Kadıköy Belediye Başkanı Şendil Dara Odabaşı’nın katılımıyla açılışı yapılan iskele, kafe ve kütüphane kısımlarıyla halka açık bir alan haline getirildi. Moda İskelesi’nin alt katı çalışma alanı, kafe ve performans alanı olarak tasarlanırken, üst katı da kütüphane olarak İstanbulluların hizmetine sunuldu.

Açıldığı günden bu yana yoğun ilgi gören iskele günün her saati İstanbul’un her iki yakasından ve her yaştan misafirlerini ağırlıyor. Öğrencilerin, çalışanların ve emeklilerin yanı sıra turistlerin de uğrak noktalarından bir haline gelmiş durumda. 

Moda İskelesi’nin ev sahipliği yaptığı yeni kütüphaneye de ilgi çok yüksek. 250 metrekarelik alanda 87 kişilik kapasitesiyle hizmet veren Moda İskelesi Kütüphanesi’nde yaklaşık 10 bin eser bulunuyor.

“BÖYLE ÇOK FAZLA YER YOK”

İskeleye ilk kez geldiğini söyleyen Aylin Bilgiç iskelenin restore edilmesinden dolayı Kadıköy’de yaşayanlar olarak mutlu olduklarını belirtirken, Murat Kalkavan da ilk defa geldiğini ve çok beğendiğini ifade etti. Kalkavan, “Daha önce buraya bakıp bakıp, gelebilseydik diyorduk. Halka açık olmaz diye düşünüyorduk. Ama bu şekilde çok güzel olmuş. Böyle çok fazla yer yok.” diyerek mutluluğunu dile getirdi.

Kafenin dış alanında soluklanan Serpil Aksoy ise İstanbul kökenli bir aileden geldiğini belirterek “Yıllardır burada oturuyorum, dolayısıyla çok mutlu oldum. Tarihi yerlerin yenilenip, kullanılması beni her zaman çok mutlu eder. Her güzel şey insanları muhakkak mutlu ediyor.” dedi. Aksoy, sözlerini şu öneriyle tamamladı: “Belki şemsiyeler de konulsa insanlar daha çok oturacaktır burada.”

“MOLALARIMDA TERCİHİM BURASI OLUYOR”

Moda’da zincir marketlerden birinde çalışan Erhan Sabay da Serpil Aksoy gibi soluklanmak için Moda İskelesi’ni tercih edenlerden. Açılışından bu yana iskeleye pek çok kez geldiğini ifade eden Sabay, sürekli gelip deniz havası alabildiği için çok mutlu olduğunu dile getirerek şunları söyledi: “Molalarımda buraya geliyorum. İş öncesi veya sonrası da geliyorum. Çok avantajlı bir yer. Uzun süredir kapalıydı, tekrar açılmasına çok sevindim.”

“SIK SIK GELECEĞİMİZ YERLERDEN BİRİ”

Son olarak mikrofonumuzu kitap okuyan iki genç kadına uzattık. İstanbul Üniversitesi’nde doktora yapan öğrencilerden Merve Yosunkaya, “Buraya ilk defa geliyoruz. Sosyal medyadan görmüştük. Diğer İstanbul kitapçılarına da sık gidiyoruz. Ama buranın ayrı bir havası var. Sanki deniz kokusu ile kitap kokusu birleşmiş gibi. Oldukça hoşuma gitti. Sık sık geleceğim yerlerden biri oldu.” diye konuştu.

Arkadaşı Büşra Özlü de şunları dile getirdi: “Arkadaşımın beni de teşvik etmesiyle birlikte geldik. Ben de aynı şekilde diğer İstanbul kitapçılarına gittim. Burası da gayet güzel olmuş, memnun oldum böyle bir yer açıldığı için.”

MODA İSKELESİ’NİN TARİHİ

İBB’nin hazırladığı kitapçıkta Moda İskelesi’nin tarihi, mimari ve sosyal özellikleri şöyle aktarılıyor: “Kadıköy’ün simgelerinden biri olan Moda İskelesi, tarihi öneminin dışında bir sosyal mekan olarak İstanbulluların hayatında kazandığı anlam sebebiyle de şehrin diğer iskeleleri gibi ayrıcalıklı ve özeldir. Nasıl ki vapurlar zamanla İstanbul için bir ulaşım aracı olmaktan çıkıp şehri bize hatırlatan, sevdiren, özleten bir simge halini aldıysa vapur iskeleleri de İstanbullular için bir bekleme durağının ötesine geçip hatıralarımızın  tutunduğu, canlandığı birer hafıza mekanına dönüştüler. 100 yılı çoktan geride bırakan Moda İskelesi’nin hikayesinde de bu 100 yıl içinde büyüyen, gelişen, ve giderek değişen İstanbul’a dair önemli izlere rastlayabilir; anlatılarla birlikte nice bekleyişlere, kavuşmalara ve ayrılıklara dahil olabiliriz. Kentin en eski iskeleleri arasında yer alan Moda İskelesi, İBB Miras tarafından uygulanan restorasyon çalışmalarının ardından yeni yolculuklarla yepyeni tanıklıklara sahne olmaya hazırlanıyor. Modalılar çok özledikleri vapur iskelesine kavuşurken, İstanbul da kültür sanatı odağına alan bir yaşam durağı kazanıyor.

Moda İskelesi, 35. Osmanlı padişahı Sultan Mehmet Reşat (1844 – 1918) döneminde Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın öncülerinden mimar Vedat Tek tarafından tasarlandı. İki yanı bitkisel bezemelerle süslü kitabesinde Osmanlıca “Moda1335” yazılı olan yapının, (1916 – 1919) yıllarında inşa edildiği düşünülüyor. Yine Vedat Tek imzasını taşıyan Haydarpaşa İskelesi’ne kıyasla daha sade bir görünüm sergileyen neoklasik tarzda, dikdörtgen planlı, üzeri çatıyla örtülü yapı, dört cephesine yansıyan özgün tasarımları ve pencere alınlıklarını süsleyen zarif çinileriyle hafızalarda yer edindi.

1937 yılı Moda İskelesi’nin tarihinde önemli bir kırılma noktası oldu. Yıllarca kötü hava şartlarına direnen tarihi alan, bu yıl içinde gerçekleşen şiddetli bir lodos fırtınasında ağır hasar aldı. Fırtına sonrası uzun bir dönem kapalı bekleyen iskele, gördüğü onarımların ardından 1964 yılında yeniden hizmete açıldı. Ancak bu kez de değişen ulaşım koşullarına bağlı olarak yolcu sayısının azalması tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. 1986 yılında yolcu sayısının yetersiz olması nedeniyle önce vapur seferlerini kaybetti.

Moda İskelesi için ikinci bahar, Modalıların ‘İskelemizi kurtarın’ çağrısıyla 2000 yılında hayata geçirilen kurtarma girişimleriyle başladı. Bu dönemde Türkiye Denizcilik İşletmeleri ve Türkiye Deniz Ticaret Odası Başkanlığı tarafından uygulanan bakım ve onarım çalışmalarıyla eski gücüne kavuşan yapı, 1 Temmuz 2001’de kutlanan Kabotaj Bayramı’nda ‘iskele işleviyle’ yeniden açıldı. 1982 yılında Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından tescillenen iskele, 2014’ten itibaren bir süre restoran olarak kullanıldı. Bu dönemde vapurlarından ve kamusal işlevinden uzaklaşan; 2016’dan bu yana da kapalı bir şekilde hatırlanmayı bekleyen Moda İskelesi’nin yüzü, İBB Miras’ın müjdeli haberiyle güldü. 2021-2022 yılları arasında İBB Miras tarafından uygulanan restorasyon ve yeniden işlevlendirme projesiyle yapısal sorunları giderilen tarihi yapı, zamanın olumsuz etkilerine karşı güçlendirildi. Mevcut tüm özgün detayları koruma altına alınan iskelenin iç mekanları da kitap-kafe ve kütüphane programlarına entegre olacak şekilde çağdaş bir yorumla yeniden düzenlendi.”


ARŞİV