Buram buram tarih kokan bir kent: AMASYA

Amasya, suyunu içen, havasını soluyan nice imparatorların, sultanların, hükümdarların, padişahların hayran olduğu bir şehir olmuştur tarih boyunca.

05 Ağustos 2013 - 11:50
Mustafa SÜRMELİ
Amasya, Orta Karadeniz Bölümünün iç kesiminde yer alan ve 5 bin 690 kilometrekare alana sahip bir ilimiz. Dağlar ve vadileriyle dikkati çeken şehri bir uçtan bir uca geçen Yeşilırmak şehrin can suyu gibi ve kentle adeta özdeşleşmiş. Dağları kadar ovaları da ünlü Amasya’nın simgesi ise Yeşilırmak dersek abartmış olmayız. Zira Amasya’nın merkezinden geçen bu ırmak kente ayrı bir hava ve rahatlık katar. Yazları çevresinde yürüyüş yapmak, çay içip sohbet etmek ayrı bir keyif verirken, dağlara ve tarihi yapılara bakarak tarihte uzun bir yola çıkabilirsiniz. Ovalarıyla da ünlü şehir zengin sulama kaynaklarıyla da dikkat çekiyor. Karadeniz ve karasal iklim arasında bir geçiş ikliminin görüldüğü; meyve, sebze, tahıl, çeltik ve birçok ürünün bir arada yetiştiği Anadolu’nun kendine yeten zengin illerinden biri Amasya.


BURAM BURAM TARİH KOKAR AMASYA
Yapılan arkeolojik araştırma ve bulgulara göre Amasya'da ilk yerleşme 8500 yıl öncesine uzanıyor.  Hitit, Frig, Kimmer, İskit, Lidya, Pers, Hellenistik-Pontus, Roma, Bizans, Danişmend, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı dönemlerinde de kesintisiz olarak devam ediyor. Bu dönemlerin arkeolojik yerleşim yerlerine ait kalıntılar halen mevcut. Amasya merkezinde uygarlıklarından derin izler bırakan Pontuslar'ın (M.Ö.333-M.Ö.26) Krallarının ölümünden sonra kayalara oymak suretiyle yaptıkları Kral Kaya Mezarları, bu gün bile Amasya’nın en ilgi gören eserlerinden. M.Ö. 26 - M.S.395 tarihleri arasında Roma egemenliğine geçen Amasya ve çevresinde bu uygarlığa ait su kanalları, kaleler köprülerin bazılarıı günümüze kadar kalabilmiş. 700 yıl Bizans egemenliğinde kalan Amasya, 1071 yılında Anadolu'ya giren Alparslan'ın komutanlarından Melik Ahmet Danişment Gazi tarafından 1075’te fethedilir ve böylece Amasya’da ilk Türk Egemenliği kurulur. Selçuklular 1243'deki Kösedağ Savaşı'nda Moğollara yenilmesiyle Amasya da Moğol egemenliğine girer. Ve ardından İran'da kurulan İlhanlıların hâkimiyeti gelir 1265'te. 1341 yılından sonra Uygur Türklerinden Ertana Beyliği Amasya’yı ele geçirir.  1386 yılında ise Şehzade Yıldırım Bayezid Amasya'yı Osmanlı topraklarına katar.


BU ESERLERİ MUTLAKA GÖRMELİSİNİZ
-Amasya (Harşena) Kalesi: Şehrin savunmaya en uygun mevkii olan Harşena Dağı üzerinde kurulduğu için Harşena Kalesi olarak bilinir. Erken Tunç Çağı’ndan yani M.Ö. 3200’den itibaren diğer uygarlıklar tarafından da kullanıldı.
 
-Kral Kaya Mezarları: Şehrin merkezindeki Harşena Kalesi’nin bulunduğu dağın yamaçlarında M.Ö Amasya’da hüküm sürmüş Pers Pontus kralları için yapılmış mezarlardır. Şehir merkezinde 18 tane mağara olup en önemlisi ise “Aynalı Mağara” adıyla bilinir. İçi çok renkli duvar resimleri ile bezeli olan ve yerden Aynalı Mağara, ismini cephesine güneş ışıklarının vurması nedeniyle almıştır.
 
-Şehzadeler Müzesi: Osmanlı döneminin yaşatıldığı Şehzadeler Müzesi yoğun ziyaretçi akınına uğramaktadır.
 
-Amasya Evleri: Sokak dokusu şekliyle genellikle yan yana, sırt sırta ve bitişik nizam olarak inşa edilmiş Amasya Evleri, ahşap sivil mimarisiyle görenleri etkiliyor. Hazeranlar Konağı, Şahnişirin’li evler, Yalıboyunda Eliböğründe’lerle desteklenmiş muhteşem mimarideki evler eminiz sizleri de geçmişe doğru yolculuğa çıkaracak.

-Bimarhane(Darüşşifa) Tıp ve Cerrahi Müzesi: İlhanlı Hükümdarı Sultan Mehmet Olcaytuğ ve hanımı Ilduz Hatun adına, Amber Bin Abdullah tarafından 1308-1309 yılında yaptırılan yapı İlhanlı Döneminden günümüze ulaşan tek eserdir.
 
-Amasya Müzesi: 13 ayrı medeniyete ait arkeolojik, etnografik, sikke, mühür, el yazmalar ve mumyalar olmak üzere 24 bin civarında eserin teşhir ve muhafaza edildiği Anadolu ve civarının en zengin müzesi denilebilir.
 
-Hitit Fırtına Tanrısı: Bin tanrılı millet” olarak tanımlanan Hititlere ait Fırtına Tanrısı Teşup’un heykelciği  Amasya Müzesi’nin en değerli eserleri arasındadır.
 
-Minyatür Amasya Müzesi: Zengin bir tarihi değere sahip olan Amasya’nın yakın tarihe kadar bozulmamış görünüşünün bir çatı altında toplanmasıyla oluşturulan Minyatür Amasya Müzesi sayesinde kentin tarihi sokaklarında gezintiye çıkabilirsiniz.
Amasya Tamimi ile Kurtuluş Savaşımızın başladığı döneme ait ilk hatıraların toplandığı “Saraydüzü Kışla Binası ve Milli Mücadele Müzesi” ise görülmesi gereken ilk yerlerden. Tabiat harikası Borabay Gölü, Yeşil Yenice Kasabası’ndaki bir başka tabiat harikası “Gölbaşı”, doğal ve tarihi zenginliklerle dolu Amasya’nın görülmesi gereken sadece birkaç yerinden biridir.
 
AMASYA’DA YETİŞTİLER İMPARATORLUK YÖNETTİLER
Osmanlı’nın doğu sınırlarındaki üssü olması dolayısıyla “Sarhat Şehri” adı da verilen Amasya, 183 yıl devletin başına “Padişah” yetiştirdi. Aynı zamanda “Sancak” şehri olan Amasya’da çok sayıda şehzade dünyaya geldi. İlk eğitimlerini ve devlet yönetimi deneyimini Amasya’da kazandılar. Amasya’da 12 şehzade “Sancakbeyi” olarak görev yaptı. Bu konumundan dolayı Amasya’ya “Şehzadeler Şehri” de denir. Amasya’da yetişen şehzadelerden 6’sı padişah olarak tahta çıktı. Bu Padişahlar, Yıldırım Bayezid(I.Bayezid), Çelebi Mehmed(I. Mehmed), II. Murad, Fatih Sultan Mehmed, II. Bayezid, III. Murad’dır. Yükseliş Dönemindeki bütün padişahların Amasya’dan yetişmesi ise dikkat çekicidir.
Bağdat’ın, İslâm âlimlerinin merkezi olduğu gibi Amasya da Anadolu’da en meşhur âlimlerin toplandığı merkez oldu. Bu özelliğinden dolayı da Amasya’ya “Bağdadü’r-Rûm” da denildi.

KURTULUŞTA MİHENK TAŞIDIR AMASYA
Amasya kurtuluşa giden yolda mihenk taşı oldu.Mustafa Kemal Paşa 12 Haziran 1919 da Milli Mücadele hareketini başlatmak için Amasya’ya geldiğinde buraya yerleşti ve çalışmalarını burada gerçekleştirdi. Milli Mücadelenin ilk yazılı beyannamesi olan Amasya Tamimi de burada hazırlanıp imzalandı.
 
DAMAK ZEVKİ DE GÜZELDİR
Amasya tarihi ve eserleriyle göze hitap ettiği kadar yemekleriyle de öne çıkar. Elması, bamyasıyla ünlü olduğu bilinse de bereketli ovalarında birçok ürün yetişir. E böyle olunca mutfağı da zengindir Amasya’nın. Çorbalardan; Çatal Çorba, Toyga Çorbası, Helle Çorbası, Yarma Çorbası, yemeklerden; Bakla Dolması, Etli Bamya, Keşkek, Göbek Dolması, Madımak, Mıhlama, Mumbar-İşkembe, Pastırma Gağallemesi, Pirpirim, Sulu Köfte, hamur işlerinden; Amasya Çöreği, Yağlı-Katmer, Kabak Kabuklu Pilav, Bişi, Cırıkta-Cızlak_Akıtma, Döndürme, Ekmek Aşı, Eli Böğründe, Haşaşlı Çörek, Haşaşlı-Cevizli Puaça, Mantı, Kaypak, Mayalı, Sini Su Böreği, Tepsi Böreği, tatlılardan; Peluza, Dene Hasudası, Yuka tatlısı, Ayva Gallesi, Elma Tatlısı, Fırın Sütlüç, Gelin Parmağı, Gömlek Kadayıfı, Höşmerim, Şeker Böreği, Unutma Beni, Vişneli Ekmek ve Zerdali Gallasi sadece sayabildiklerimiz.

ARŞİV