Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 19 Mart operasyonunun 150. günü nedeniyle 22 Ağustos Cuma akşamı Müze Gazhane’de üç oturumdan oluşan bir söyleşi gerçekleştirdi. Ekonomi, hukuk ve Kanal İstanbul’un ele alındığı etkinlikte, açılış konuşmalarını CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş yaptı.
Söyleşiye konuşmacı olarak; ekonomistler Güldem Atabay ve İbrahim Kahveci, Prof. Dr. Sibel İnceoğlu, Prof. Dr. Av. Hasan Sınar, Prof. Dr. Doğan Kantarcı ve şehir plancısı Nuri Cem Ceylan katıldı.
“31 MART’TA KARAR VERDİLER”
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, operasyonun yalnızca CHP’yi değil, Türkiye’nin geleceğini hedef aldığını söyledi. Çelik, “31 Mart’ta CHP birinci parti olunca ‘eyvah’ dediler ve 19 Mart darbe girişimine karar verdiler. CHP’nin yerel yönetimler eliyle toplumla bağ kurmasının önüne geçmek istiyorlar. Bunu başaramayacaklar.” dedi.
Etkinliğin aslen 150. güne planlandığını, ancak Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney ve bazı İBB bürokratlarının gözaltına alınması nedeniyle beş gün gecikmeli yapıldığını belirtti.
19 Mart’ın sadece CHP’yi hedef alan bir darbe girişimi olmadığını kaydeden Çelik konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Hep yerel yönetimler ve CHP’li belediye başkanları üzerinden 19 Mart konuşuluyor. Ancak, şunu biliyoruz ki, aslında Türkiye’de bir tükenmiş iktidar var ve kendi arkasına hizalanmayan herkesi korkutarak, sindirerek, gözdağı vererek susturmak istiyor. Sendika başkanlarını tutuklayarak emek dünyasına gözdağı veriyorlar. TÜSİAD’ın başkanına soruşturma açarak iş dünyasına gözdağı veriyorlar. Fatih Altaylı’yı tutuklayarak gazetecilere gözdağı vermeye çalışıyorlar. Sanatçı menajeri Ayşe Barım’ı tutuklayarak sanat camiasına gözdağı vermeye çalışıyorlar. Öğrencileri tutuklayarak, sokaklara çıkıp demokrasi, adalet, özgürlük isteyen, demokratik hakkını kullanan topluma bir gözdağı veriyorlar. Dolayısıyla bu mesele sadece CHP bir meselesi değildir. Bu ülkemizin aydınlık geleceğine yapılmış bir darbe girişimidir.”
HER CUMA SARAÇHANE PARKI’NDA
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş ise, seçmenlerin üçte birinin oy verdiği kentlerde belediye başkanlarının görev yapamaz hale getirildiğini belirterek, “İBB başkanımız 15 buçuk milyon yurttaşımızın cumhurbaşkanı adayı Sayın Ekrem İmamoğlu; belediye başkanlarımız, bürokratlarımız, partililerimiz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve diğer belediyelerle bir biçimde iş yapan insanlar bu zulümden ciddi bir şekilde haksızlığa, adaletsizliğe uğrayarak zarar görmektedir. Ve en çok onların küçücük yavruları, gencecik evlatları, eşleri, anneleri, babaları görmektedir.” şeklinde konuştu Özçağdaş, Saraçhane Parkı’nda cuma günleri saat 11.00’da Dilek Kaya İmamoğlu ve diğer tüm tutsakların eşleri, çocukları, akrabaları, anneleri, babalarıyla bir araya geldiklerini söyledi.
“EKREM İMAMOĞLU ORADADIR”
Özçağdaş, Ekrem İmamoğlu’nu unutturma çabalarına tepki göstererek, “Ekrem İmamoğlu'nun resmini, sesini, fotoğrafını yasaklamaya çalışabilirsiniz. Görüntüsünden korkabilirsiniz. Ama İstanbul'da trafiğe çıkarsınız, onun yaptığı yollardan, köprülerden geçersiniz. Metroya binersiniz. Onun yaptığı 10 hat metrodan geçersiniz. Gazhane'de bir etkinliğe gelirsiniz, Ekrem İmamoğlu oradadır. Yerebatan Sarnıcı'na gidersiniz, Ekrem İmamoğlu oradadır. Bukaleon Sarayı'na gidersiniz, Ekrem İmamoğlu oradadır. Feshane’ye gidersiniz, Ekrem İmamoğlu oradadır. Art İstanbul'a gidersiniz, Ekrem İmamoğlu oradadır. Taş Mektebi'ne gidersiniz, Ekrem İmamoğlu oradadır. “ sözleriyle halk için hizmet veren belediye başkanlarının görmezden gelinemeyeceğini söyledi.
60 MİLYAR DOLAR REZERV SATIŞI
Açılış konuşmalarının ardından yapılan ilk oturum ‘19 Mart Darbesinin Türkiye Ekonomisine Etkileri’ başlığında gerçekleşti. Moderatörlüğünü Doç. Dr. Oğuz Demir’in yaptığı oturumda ekonomistler Güldem Atabay ve İbrahim Kahveci söz aldı. Atabay, “Merkez Bankası piyasaları sarsmamak için 60 milyar dolar rezerv sattı, faizler arttı. Bunun kamuya ve özel sektöre toplam maliyeti yaklaşık 150 milyar dolar oldu.” dedi.
Yüksek faiz ile enflasyonun istenen sonuca inmediğini ve bunun sonucunda da fırtınayla karşılaşılacağını dile getiren İbrahim Kahveci, “Yoksulluk, işsizlik, iflas fırtınası yani toplumun tüm alt dengelerinin kaynadığı bir fırtına. Bu aynı zamanda neye yol açacak? İktidarın seçim takvimiyle ilgili baştan planladığı süreci yönetememek. Hatırlayın krizler biter ama etkisi birkaç yıl daha sürer. Dolayısıyla 19 Mart iktidarın aslında kendini kendine yaptığı en büyük günah. ”diye konuştu. Kahveci, “150 milyar dolar gitti, 60 milyar doları Merkez Bankası sattı. Bunları kısa sürede toplayabilir, toplumun refahı ile gelir seviyesini toplayabilecek mi? Toplayamayacak, bundan dolayı önümüzdeki dönem baskılar artacak. Baskı artınca yeni kahramanlar çıkacak veya kahramanlar daha da büyüyecek.” şeklinde konuştu.
HUKUK, DEMOKRASİ VE SANDIK
İkinci oturumda ‘19 Mart Darbesi Yargı Bağımsızlığı ve Demokrasi’ konuşuldu. Moderatölüğünü CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Av. Çağdaş Karaküçük gerçekleştirirken, konuşmacılar Prof. Dr. Sibel İnceoğlu ile Prof. Dr. Av. Hasan Sınar idi. Sibel İnceoğlu, “Anayasa ve hukukun koruduğu bir temsili demokrasiden söz ediyorsak, yargının bağımsız olması şart. Yani bu olmadan aslında ne seçme ve seçilme ne de demokrasinin diğer unsurları hayata geçiyor. İfade özgürlüğü ve seçim güvenliğinin sağlanmadığı bir sistemde demokrasiden söz etmemiz söz konusu değil. Ortada bir sandık olması, kendi başına demokrasi olduğunu göstermiyor.” dedi.
Silivri ziyaretinden sonra söyleşiye geldiğini söyleyen Avukat Hasan Sınar, “Biz avukatlara tanınan başkanlarla görüşme imkanını size gösterebilsek, başkanlarla 1-2 dakika görebilseniz izleyebilseniz. Dışarı çıktığınızda sessiz kalmaya utanırsınız, öylesine bir direnç ve kararlı bir biçimde haklarını savunuyorlar, metanetli bir biçimde duruyorlar ki. Dışarda pısırık olmaya hakkımız yok.” diye konuştu. Ülkede tarihin hiçbir döneminde yargının bağımsız olmadığının altını çizen Sınar, “Ama tarihin hiçbir döneminde de Yürütme tarafından bugünkü kadar zapturapt altına alınmadı.” dedi.
KANAL İSTANBUL
Üçüncü oturumda ise ‘19 Mart’ın Gölgesinde Kanal ve Talan Planı’ tartışıldı. CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Havva Gülenç moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide; Prof. Dr. Doğan Kantarcı ile Şehir Plancısı Nuri Cem Ceylan konuştu. Montrö Trük Boğazları Anlaşması’nın önemine değinen Doğan Kantarcı, “Kalanlı nereden geçireceksiniz? Terkos Gölü’nün doğusundan, arazideki anakayalar ile jeolojik yapıyı biliyor musunuz, besleyen yeraltı sularını? Güneye doğru 35 kilometre inip Küçükçekmece Gölü’ne varacaksınız, 10 kilometre dibindeki çamuru kazacaksınız ve 45 kilometrelik bir kanal yapacaksınız. Sazlıdere Barajı’nda yat limanı ile yeni şehir planlayıp satacaksınız. Talan işte bu.” şeklinde konuştu. Kantarcı, Ekrem İmamoğlu’nun Kanal İstanbul’u durdurduğunu ve 19 Mart’tan sonra tekrar başladığını ekledi.
Şehir Plancısı Nuri Cem Ceylan, “İstanbul Planlama Ajansı’nın yaptığı ankete göre İstanbulluların yüzde 72’si, Kanal İstanbul’u istemiyor. Ama bir rant alanının oluşturulduğu bölgede, sermaye bunun peşinde gidiyor. Alanın yüzde 50’si tarım alanı, 136 milyon metrekarelik bir tarım alanı var. 20 binden fazla hektar yeşil alan var. Özellikle tarım alanlarının hepsi konut alanına çevriliyor.” dedi.