"Üniversiteye yerleşen her 10 adaydan 1'i kayıt yaptırmıyor"

Son dört yılda toplam 339 bin 899 aday üniversiteyi kazandığı halde kayıt yaptırmazken, bu yıl kayıt yaptırmayan öğrenci sayısı 105 bin 722. Kayıt yaptırmayan öğrenci sayısının yüzde 10’a yaklaştığını hatırlatan Eğitim Uzmanı Salim Ünsal, “Artık, yaşanan yurt sorunları, artan eğitim ve kira giderlerinin de bu firede payı olmaya başladığını düşünüyoruz” dedi

22 Eylül 2022 - 11:30

Bu yıl yapılan Yükseköğretim Kurumları Sınavı yerleştirme verilerine göre, 15 bin 92’si İstanbul’da olmak üzere üniversiteyi kazanan 105 bin 772 öğrenci okuluna kayıt yaptırmadı. Önceki 4 yılda kayıt yaptırmayan öğrenci sayısı da 339 bin 899. Böylece son 5 yılda sınavı kazanan 4 milyon 504 bin adaydan 445 bini kayıt yaptırmadı.

Barajın kaldırılması ile bu yıl sınavlara en yüksek katılımın sağlandığını hatırlatan Eğitim Uzmanı Salim Ünsal, “Bu sene merkezi sınav tarihi açısından ilginç bir yıl oldu. Yarım asırdan beri uygulanan üniversite sınavlarına en yüksek başvuru ve katılımın olduğu bir yılı yaşadık. İlk kez 3 milyonun üzerine çıkmış olduk. Buna ilave olarak uygulanan sınavın da nispeten adayların cevaplayabileceği sorulardan oluşması da puanı hesaplanan aday sayısını rekor düzeyde artırdı. 2021 yılında 1,7 milyon aday tercih hakkı elde ederken bu yıl 2,9 milyon adayın baraj olmadığı için bu hakkı elde etmesi sınavlardan ziyade tercihlerin daha önemli olduğu gerçeğini karşımıza çıkardı. Puanı hesaplanan her aday tercih hakkı elde edince de trafik oldukça yoğunlaştı ve neredeyse üniversitelerin tamamına yakını ilk yerleştirmede yüzde 99 doluluk oranına erişmeyi başardı.” dedi.

YÜZDE 10’U KAYIT YAPTIRMADI”

Son yıllarda, üniversiteyi kazanmasına rağmen kayıt yaptırmayan öğrenci sayısında artış olduğuna dikkat çeken Ünsal, “Adaylardan bir kısmı çeşitli sebeplerle yerleştikleri programlara kayıt yaptırmaktan vazgeçiyor. YKS sistemine 2018 yılında geçtik. O yıldan bu yıla 5 kez yerleştirme yapıldı. Bu beş yıllık dönemde üniversitelere sınavla 4 milyon 504 bin 148 öğrenci yerleşti ama bunların 445 bin 621’i kayıt yaptırmaktan vazgeçti. Yerleşen her 10 adaydan 1’i kayıt yaptırmıyor. Bu yıl 105 bin geçen yıl da 69 bin aday kayıt yaptırmadı. En büyük nedeni bilinçsiz yapılan tercih. Kazanma hırsıyla bazen ilgi, yetenek, beklenti ve kişilik özellikleri göz ardı edilebiliyor. Bunun dışında ekonomik ve sosyokültürel sebepler de etkili oluyor. Artık, yaşanan yurt sorunları, artan eğitim ve kira giderlerinin de bu firede payı olmaya başladığını düşünüyoruz.” dedi.

ANTALYA, MUĞLA, AYDIN…”

Ünsal, “Doluluk ve kayıt firesi sorununu bu yıl devlet üniversitelerinde ekonomik koşulları ağırlaşan Akdeniz ve Batı Ege illeri ile her zaman en çok fire veren Doğu ve Güneydoğu illerindeki üniversitelerde yaşadık. Batı illerinde artan hayat pahalılığı ve ekonomik sorunların payının olduğu akla geliyor. Örneğin batıda en çok fire bu yıl oransal olarak Antalya, Muğla ve Aydın gibi illerde yaşandı. Sayı bakımından İstanbul ilk sırada da olsa İstanbul’a yerleşen toplam aday sayısına baktığımızda fire oranlarının diğer illere oranla düşük olduğunu görüyoruz. Üniversitelerdeki kayıt firelerinin son 5 yıldır yüzde 85’ini devlet üniversiteleri yüzde 15’ini de diğer üniversiteler oluşturuyor.” şeklinde konuştu.

YÖK BUNU KAPSAMLI ARAŞTIRMALI”

Üniversiteyi kazanmasına rağmen kayıt yaptırmayan öğrenciler için YÖK’ün kapsamlı bir araştırma yapması gerektiğini söyleyen Ünsal, şunları söyledi:“YÖK’ün çok kapsamlı bir araştırma yaparak adayların hangi gerekçelerle kayıt yaptırmadıklarını öğrenip bunu önleyecek düzenleme yapması gerekiyor. Bu vazgeçiş adaydan mı kaynaklı yoksa üniversite ve kazanılan kentten mi kaynaklı bunun tespit edilmesi gerekiyor. Adaydan kaynaklı sebeplerin de psikolojik ve pedagojik sebepler mi yoksa ekonomik sebepler mi olduğu belirlenmeli. Üniversiteden ve kentten kaynaklanan sebepler için de daha kapsamlı çalışmaların yapılması gerekiyor. Barınma sorunu kamu yurtları ile genelde halledilebilmeli. Mevcut üniversitelere 21. yüzyıl ihtiyaçlarına cevap verebilen programlar açılmalı, geçerliliğini yitirmiş programlar ve kürsüler kapatılmalı ya da dönüştürülmeli. Ülkenin her yerine aynı programlardan oluşacak üniversiteler açmak yerine konsept üniversitelere dönüştürülmeli. Öte yandan üniversite bulunan kentler de öğrencinin sosyal, kültürel ve sportif ihtiyaçlarına cevap verebilmeli.”

SALT TEORİK EĞİTİMDEN SIYRILMALIYIZ”

Akademik eğitimin gittikçe sıradanlaştığını dile getiren Ünsal, “Sorunun en temel sebeplerinden biri eğitim sonrası istihdam sorunu. Onca yıl emek verip bir programa yerleşen ve oradan mezun olan gençler eğitim aldıkları alanlar ile ilgili doğrudan iş ve çalışma hayatına geçemeyince akademik eğitimin toplumsal algısı da zayıflıyor. Bizim ne yapıp edip bu makus talihi bir şekilde değiştirmemiz ve eğitim programlarını ve üniversitelerimizi yeni dünyanın beklentilerine göre yeniden yapılandırmamız gerekiyor. Salt teorik eğitimden bir an önce sıyrılıp bunun yanında yetkinlik eğitimlerini de gündeme taşımamız ve mezun gençlerimizin çalışma hayatına geçiş sürecini hızlandırmamız gerekiyor. Aksi halde üniversiteleri liseleşmekten kurtarmamız zor görünüyor” ifadelerini kullandı.


ARŞİV