Eğitimde seçim öncesi öneriler

Eğitim Reformu Girişimi: ”Tam gün eğitime geçilmeli, ulusal eğitim stratejisi belirlenmeli, bütüncül ve çoğulcu eğitim kanunu hazırlanmalı”

06 Haziran 2018 - 09:52

Seçimler öncesinde bir rapor hazırlayan Eğitim Reform Girişimi (ERG),Türkiye’de 15 yaşındaki çocukların yüzde 51’inin matematikte, yüzde 45’inin fen bilgisinde, yüzde 40’ının okumada temel becerilerden yoksun olduğunu açıkladı. Bu oranlar OECD ortalamasının iki katı. Raporda, son 10 yılda eğitime daha fazla bütçe ayrılmasına rağmen derslik ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısında azalma olduğu da kaydedildi. Raporda ayrıca şu ifadelere de yer verildi: “Okullulaşma oranları -okul öncesi dahil- arttı ve birçok konuda strateji ya da mevzuat geliştirildi. Tüm bu gelişmelere rağmen öğrenme çıktılarının iyileştirilememesi ve okullar arasındaki farkların azaltılamaması ciddi bir uygulama zayıflığına işaret ediyor. Dolayısıyla, etkili bir uygulama için siyasi ve bürokratik irade desteği ve ihtiyaç duyulan mali kaynakların sağlanmasıyla çocuğun öğrenmeye hazır, sağlıklı ve mutlu olmasına; okulun ve öğretmenin güçlenmesine; içeriğin ve ortamların iyileştirilmesine ihtiyaç var.”

“Önümüzdeki Cumhurbaşkanı Seçimi ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi sonrası eğitime yaklaşımımızı değiştirmek için bir milada ihtiyacımız var” açıklaması yapan Eğitim Reformu Girişimi, 24 Haziran seçimleri öncesi ilk adım olarak Türkiye Ulusal Eğitim Stratejisi’nin belirlenmesi önerisinde de bulundu.

ERG diğer önerilerini şöyle sıraladı:

“ÇOĞULCU EĞİTİM KANUNU”

-Türkiye’deki tüm çocukların iyi olma halini önceliklendiren ve çağdaş eğitim politikalarının uygulanmasına dayanak oluşturan ilk sivil, bütüncül ve çoğulcu eğitim kanunu hazırlanmalı.

-Anayasa’ya eğitimin amaçlarında uluslararası sözleşmeleri temel alan bir düzenleme eklenmeli; çocuk odaklılığa, çocukların bireysel gelişimini önceliklendirmeye, demokratik bir toplumda etkin katılımı sağlamaya, tüm insan haklarını her durumda gözeten bireylerin yetiştirilmesine ilişkin amaçlara vurgu yapılmalı.

- Türkiye’nin tüm okullarına ve öğrencilerine adil bir şekilde değer verilmeli; hiçbir okul türü diğerinden üstün tutulmamalı.

-Türkiye Ulusal Eğitim Stratejisi (2020-2030)  hazırlanmalı.

-Eğitimde yenilikçi çözümler geliştirilmeli; kamu dışı aktörlerle işbirliğinde, özerk statüye sahip bir destek mekanizması ve fonu kurulmalı ve üniversite-sivil toplum kuruluşları-özel sektör-okul işbirliklerinin kolaylaştırılması için yasal bir çerçeve hazırlanmalı.

-Türkiye’de okul öncesi okullulaşma oranı 2016-17 itibarıyla 3-5 yaş grubunda yüzde 35.5, 4-5 yaş grubunda yüzde 45.7, 5 yaşta ise yüzde 58.8. Okul öncesi eğitimin zorunlu hale gelmesi tekrar gündeme alınmalı, 5 yaş üzerinde bulunan odağın da 3-4 yaşa çekilmesi öncelikli bir gereksinim olmalı.

 -Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nin işlevselleştirilmesi için özellikle kaynaştırma eğitiminin uygulanmasında okul düzeyindeki engeller kaldırılmalı.

-Okullarda ücretsiz içme suyu sağlanmalı.

“KAPSAYICI İFADELERE YER VERİLSİN”

-Eğitimin hiçbir inancın, kimliğin, siyasi düşüncenin ya da ideolojinin açık ya da gizli propaganda aracı haline getirilmemesi öncelikli olmalı.

-”Milli kültür”, “milli ahlak”, “milli gaye” gibi öznel ifadeler toplumun farklı kesimleri de dikkate alınarak hak temelli ve evrensel bir biçimde tanımlanmalı.

- Kadın ve erkeğin rolleriyle ilgili kalıplaşmış kavramlar eğitimin her şeklinden ve kademesinden kaldırılmalı.

“TAM GÜN EĞİTİME GEÇİLMELİ”

-İkili öğretimin sonlanması hedefine bağlı kalıp derslik yapımını hızlandırarak tüm okullarda tam gün eğitime geçilmeli.

-Temiz okullar için okullara yeterli kaynak ve personel sağlanmalı; bu konuda belediyelerle işbirliği güçlendirilmeli.

-Okullarda farklılıklara saygının ve güvenin olduğu olumlu bir okul iklimi inşa etmek için okul-aile işbirliği artırılmalı; yeterli ve etkili psikolojik danışma ve rehberlik hizmeti sağlanmalı; bu hizmetlere ilişkin yönetmelik paydaş katılımıyla gözden geçirilmeli.


ARŞİV