“Türkiye’de İklim Değişikliğine Kadın Çözümleri”

Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen “Türkiye’de İklim Değişikliğine Kadın Çözümleri” panelinde iklim değişikliklerinin etkileri konuşuldu.

25 Ekim 2018 - 12:11

Kadıköy Kent Konseyi Kadın Meclisi ile Türk Kadınlar Birliği’nin ortaklaşa düzenlediği “Türkiye’de İklim Değişikliğine Kadın Çözümleri” paneli 22 Ekim Pazartesi günü Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Kadıköylü kadınların yoğun katılım gösterdiği panele konuşmacı olarak Türk Kadınlar Birliği Başkanı Sema Kendirci Uğurman, Küresel Denge Derneği Başkanı Dr. Nuran Talu ile Sıradışı Okur ödülü sahibi, çiftçi ve girişimci Bedriye Engin katıldı.

“KADINLAR VE ÇOCUKLAR ETKİLENİYOR”

Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı Bahar Yalçın, panel öncesi yaptığı konuşmasında iklim ile kadının bağlantılı olduğuna, iklim değişikliklerinin en çok kadınları ve çocukları etkilediğine, bu nedenle politikalarda bütüncül davranılması ve ona göre planlar yapılması gerektiğine değindi.  

DEĞİŞTİRMEK VE DÖNÜŞTÜRMEK MÜMKÜN

Yıllardır toplumsal eşitlik için mücadele verdiklerini hatırlatarak konuşmasına başlayan Türk Kadınlar Birliği Başkanı Sema Kendirci Uğurman, eşitsizliğin iklim ile iç içe olduğunu bilmenin de ayrı bir öneme sahip olduğunu söyledi. Toplumsal eşitsizliği ortadan kaldırmak için yerel yönetimler ile işbirliği yapılması gerektiğine vurgu yapan Sema Kendirci Uğurman, “Kadınlar yoksul olduğu, iletişim araçlarından mahrum kaldıkları ya da beslenmede bile geri bırakıldığı için iklim felaketleriyle daha çok karşı karşıya kalıyor. Kadınlar olarak bu eşitsizliğe ses çıkarmalıyız ve örgütlenmeliyiz. Siyasal iktidarların iklim politikalarına müdahil olmalıyız. Değiştirmek ve dönüştürmek mümkün. Yan yana durursak ve omuz omuza verirsek yapamayacağımız şey yok.” diye konuştu.

GIDA GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDİYOR

İklim değişikliklerinin yağış düzeninin değişmesine neden olduğunu bu yüzden su sıkıntısı veya sellere yol açtığının üzerinde duran Küresel Denge Derneği Başkanı Dr. Nuran Talu,   konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Artan sıcaklıklar bitkisel üretim dönemlerini değiştirip gıda güvenliğini tehdit ediyor. Sıcak hava dalgaları insan sağlığını etkiliyor. Bulaşıcı hastalıklara neden olan etkiler artıyor. Hassas ekosistemlerin ve türlerin yok olmasına sebep oluyor. Orman yangınlarının sıklığı artıyor. Su ve toprak gibi doğal kaynaklara dayanan tarımsal yapı ve ürün deseni etkileniyor. Doğaya dayalı tarım ve hayvancılık gibi sektörlerde çalışan kesimlerin geçim kaynakları tehdit altında.”

Kadınların araba sahibi olmasının erkeklere oranla daha düşük olduğu üzerine bazı ülkelerde yapılan araştırmalara değinen Dr. Nuran Talu, araştırmaların kadınların daha yüksek oranlarda güvenli iklim teknolojilerini tercih ettiğini ve riskli çözümlerden kaçınmaya eğilim gösterdiğine işaret ettiğini söyledi. Talu, kadınların iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini yok etme konusunda da değişiklik yapmaya erkeklere oranla daha istekli olduğunu gösterdiğini belirtti.

MAĞDURLARIN YÜZDE SEKSENİ KADINLAR

Bangladeş’teki vakalarda soyadını devam ettirmek uğruna, bazı babaların kızları yerine oğullarını kurtarmış olmalarının, iklim afetlerinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin çarpıcı bir örneği olduğuna vurgu yapan Küresel Denge Derneği Başkanı Dr. Nuran Talu, konuşmasına şöyle devam etti; “2007 yılında Bangladeş’te yaşanan Sidr siklonu mağdurlarının da yüzde 80’i kadınlar ve kızlar. İklim felaketlerinde kadınların fiziksel dezavantajı çeşitli nedenlerle de artıyor. Kadınların karşılaştığı doğal afetlerin sonuçları arasında okulu erken yaşta terk etme ve zorla evlendirilmeler dahi var. Kızların yüzde 50 ile 75’i bir kasırgadan sonra okulu bırakmak zorunda kalıyor. Doğal afetler kadınların gelir kaynaklarını yitirmelerine de neden oluyor."

İKLİM HEYETLERİNDE KAÇ KADIN VAR?

“Yıllardır gidilen ve gelinen uluslararası toplantılarında iklim heyetlerinde kaç kadın var saydık mı? İklim dairelerinin ve iklim üst makamlarının yönetimleri niye sadece erkeklere ait sorguladık mı?” diyen Nuran Talu, “Türkiye’de toplumsal cinsiyet temelinde yapılan bir iklim değişikliği politikası yok. İklim değişikliği ile bir zihniyet dönüşümü ile mücadele edilir. Toplumsal cinsiyet eşitliği de zihniyet dönüşümü gerektiriyor. Yenilenebilir enerji sektöründe kadınlar için daha çok fırsat yaratılması ve bu sektördeki işgücünde kadınların ortalama payının artması çok önemli. Kadınların ekonomik olarak güçlenmeleri için yenilenebilir enerjiden yararlanmaları ayrıca önemli.” şeklinde konuştu.

KİTAP OKUMALIYIZ

Bilecik’in Kurşunlu Köyü’nde çok kitap okuduğu için “Sıradışı Okur” ödülü verilen, çiftçilik yapan daha sonra köyünü ilk olarak turizme açan Bedriye Engin, paneldeki konuşmasında şunları söyledi; “Tarım ve hayvancılık yapıyorum. Toprağın dilinden çok iyi anlarım. Tohumu çiçekten seçerim. İnadına yerli tohum diyorum. Tohum takaslarına katılıyorum.  Hem hayvan otlatıyorum hem kitap okuyorum. Kitap okumak beni değiştirdi. Kadınlar kitap okumalı. Ancak o şekilde kendimizi geliştirebiliriz. Okuduğum bir kitaptan esinlendim. Ve köyümde turizme başladım. Erkekler odun topladı ve ateşi yaktı. Erkekler de çalıştı ama onları kasaya geçirmedim. Kazılan parayı kadınlar ile paylaştım.”

Panel katılımcılara plaket ve teşekkür belgesi verilmesinin ardından son buldu.


ARŞİV