"Kentsel dirençliliğimizi artırmalıyız"

WRI Türkiye'nin düzenlediği 11. Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu'nda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, kent içi ulaşım, çevre projeleri ve kentsel dirençlilik konusunda önemli açıklamalarda bulunarak, “Krize kriz gibi davranarak kentsel dirençliliğimizi artırabiliriz” dedi

12 Ekim 2023 - 14:44

İklim değişikliği, kent içi ulaşım kentsel gelişim ve çevre gibi alanlarda çalışmalar yapan WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler, 11. Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu’nu düzenledi. Marmara Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen Türkiye’nin ilk ulusal kent forumu MARUF’un (Marmara Urban Forum) ev sahipliği yaptığı sempozyumda kentsel ulaşım planları tartışıldı. Açılış konuşmalarını WRI Ross Center for Sustainable Cities Global Direktörü Rogier van den Berg ve WRI Türkiye Direktörü Dr. Güneş Cansız’ın yaptığı etkinliğe, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı da katıldı ve Kadıköy’deki çevre projeleri hakkında bir sunum gerçekleştirdi.

“ŞEHİRLER YÜZDE 80'İNDEN SORUMLU”

Açılış konuşmasını yapan WRI Türkiye Direktörü Dr. Güneş Cansız, dünya nüfusunun artışına dikkat çekerek şunları söyledi: “Günümüzde 4,3 milyardan fazla kişi, yani dünya nüfusunun yüzde 55'i kentlerde yaşıyor. Aynı zamanda şehirler, iklim krizinin en önemli sebeplerinden olan küresel emisyonların yaklaşık yüzde 80'inden sorumlu. Isınma, enerji ve sanayiyle birlikte kent içi ulaşımda kullanılan fosil yakıtlı araçlar da iklim krizini körüklüyor. İklim kriziyle global mücadelenin ve bu kapsamda Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmesinin yolu, kent içi sürdürülebilir ulaşımdan geçiyor. Toplumun tüm kesimlerinin erişilebilirlik ve hareketlilik ihtiyacına cevap veren, araç değil insan odaklı, insan ve ekosistem sağlığını gözeten ulaşım politikalarının ve uygulamalarının geliştirilmesi şart.”

“NET SIFIR OLMASI GEREKIYOR”

WRI Ross Center for Sustainable Cities Global Direktörü Rogier van den Berg şunları söyledi: “Şehirlerde yaşayanların sayısı gün geçtikçe artıyor ve küresel ısınmayı 1.5 derecenin altında tutmak için 2050 yılına kadar tüm şehirlerin net sıfır olması gerekiyor. Fakat toplumun tüm kesimleri kent ekonomilerinden eşit derecede faydalanamıyor ve iklim krizinin artan etkileri nedeniyle birçok insan tehlike altında. Ulaşımdan arazi kullanımına, binalardan altyapıya kadar şehirlerin sistemlerini dönüştürmeden global veya yerel kalkınma ve iklim hedeflerine ulaşmanın mümkün olmadığı açık. Ancak diğer taraftan bunu başarabileceğimiz de ortada. Araştırmalar, mevcut olan düşük karbonlu şehir çözümlerinin ekonomik ve sosyal anlamda büyük faydalar sağladığını gösteriyor. Sürdürülebilir şehirlerden yararlanarak herkes için daha iyi bir dünya yaratma fırsatımız var.”

“İSTANBUL TEHLİKEDE"

Sempozyumda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, Kadıköy’de iklim kriziyle mücadelede hangi politikaların hayata geçirildiğini paylaştı. “Gezegenimiz her yıl yeni sıcaklık rekorları kırıyor. Aşırı sıcaklar nedeniyle her yıl binlerce insanın öldüğünü biliyoruz.” diyen Odabaşı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kuraklık nedeniyle yaşanan tarımsal üretimdeki sorunlar bir gıda krizini gündeme getirdi. Aşırı iklim olaylarının görülme sıklığı yıldan yıla artıyor. Uzun kuraklık dönemlerinin hemen ardından çok yüksek miktardaki yağışlar nedeniyle sel ve taşkın gibi sorunlara karşı kentlerin altyapıları yetersiz kalıyor.Yaşadığımız şey büyük bir iklim krizi. Ama iklim krizinin etkilerini derinleştiren büyük kent suçlarını da unutmamak gerekiyor. Kaldı ki bilimsel raporlar da iklim krizinin insan faaliyetlerinden kaynaklandığını söylüyor.”

İstanbul’un da tehlike altında olduğunu vurgulayan Odabaşı, “ İstanbul, iklim krizini derinleştirecek ve kentimizi daha kırılgan hale getirecek birçok kent suçuna maruz kaldı, kalmaya devam ediyor. İstanbul’un akciğeri ve su havzaları olan kuzey ormanlarına yapılan 3. havalimanı, 3. köprü, Kuzey Marmara Otoyolu ve onun bağlantı yolları adeta İstanbul’un kuzeye doğru büyümesini teşvik ediyor. Su krizi kapımıza dayanmışken ve sıcaklık rekorları kırılırken, üzerine bu uygulamaların yapılması kuşkusuz ki krizi daha da derinleştiriyor. Özetle, bilim insanlarının uyarılarını dikkate almayan, planlama kararlarıyla ve şehircilik ilkeleriyle uyuşmayan bütün uygulamalara artık bir son vermeliyiz.” diye konuştu.

EYLEM PLANLARI HAZIRLANDI

Kadıköy’ün de iklim krizinden en çok etkilenecek ilçelerden birisi olduğunu hatırlatan Odabaşı, Kadıköy de hayata geçirilen projeleri şu sözlerle aktardı: “Biz Kadıköy Belediyesi olarak, iklim kriziyle ilgili gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve bu sürece adapte olmaya çalışıyoruz.  Kadıköy’de, iklim krizinin etkilerini azaltacak, katılımcı, bilinçlendirici ve iyileştirici uygulamaları hayata geçiriyoruz. Sürdürülebilir Enerji Eylem Planı ve İklim Adaptasyon Planı’nı hazırladık.  Azaltım stratejileriyle uyumlu bir şekilde hazırlanan adaptasyon eylem planı, hissedilen iklim krizinin etkilerini hafifletmeyi ve böylelikle kentsel yaşam kalitesini yükseltmeyi hedefliyor. Uyum yaklaşımı ile yüksek ve ani değişen sıcaklıkların yönetimi, yeşil alanlar, yeşil koridorlar, ısı adası etkisi, su yönetimi, halk sağlığı ve idari örgütlenme gibi konulara odaklanıyoruz.”

“Ayrıca CDP web sitesi bir platform. Bu platformda her yıl yeni soruların eklendiği bir anket bulunuyor. Bu anket yaklaşık 60 bölümden oluşuyor. Eylem planlarımızı bu ankete detaylı bir şekilde işledik. Her yıl iklim azaltım ve uyum çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerimizi-projelerimizi bütçesine kadar detaylı şekilde bu ankete giriyoruz. Tüm bu bilgiler ele alınarak her yıl bir puanlama yapılıyor. Bu puanlamada geçen sene A listesine girmeye hak kazandık. Bu ülkemizde şimdiye kadar alınmış en yüksek derece.”

 

KADIKÖY KRIZE NASIL HAZIRLANIYOR?

Kadıköy Belediyesi’nin çeşitli hizmet birimlerinde enerji ve su verimliliğine yönelik çalışmaların yapıldığını söyleyen Odabaşı, “Bu kapsamda 4 farklı birimimizde yağmur suyu hasadına yönelik sistemler kurduk. Su kaynaklarını korumak ve suyu verimli kullanabilmek için kurulan sistemle, kaybedilen yağmur suları, bina yağmur oluklarının bağlandığı su deposunda toplanıp hasat ediliyor. Topladığımız yağmur sularını, damla sulama sisteminde, sifonlarda, bahçe sulamada, araç yıkamada ve temizlik işlerinde kullanıyoruz.”

“Sürdürülebilir Enerji ve İklim Adaptasyon Eylem Planları kapsamında Kadıköy’de kişi başına düşen sera gazı salımlarının 2025 yılına kadar azaltılması yönünde çalışmalar da yapıldığını söyleyen Odabaşı, şunları aktardı: “Kadıköy Belediyesi Evlendirme Dairesi’nin çatısına güneş panelleri yerleştirdik. Evlendirme Dairesi, yıllık enerji tüketiminin yüzde 43’ünü bu panellerle karşılıyor. Çevresel İzleme ve Erken Uyarı Sistemimizi hayata geçirdik. İklim Uyum Sürecinde Toplumsal Direncin Artırılması Projesi’nin devamı olan bir çalışmamız bu. Çalışma kapsamında; halk sağlığını, özellikle kırılgan nüfusu, olumsuz etkileyen hava kirliliği, sıcak hava dalgası ve ısı adası etkisi gibi acil durumların tespiti ve erken uyarı için “Kadıköy Belediyesi Çevresel İzleme ve Erken Uyarı Sistemi”ne veri aktarımı yapıyoruz. İlçemizde kurulmuş olan 10 adet hava kalitesi, sıcaklık ve nem ölçüm cihazından sürekli olarak veri aktarımı sağlanıyor.”

“HER KURUM BİR YERDEN BAŞLAMALI”

“Kadıköy Bostanları hakkında da bilgi veren Odabaşı, Acıbadem, Göztepe, Fenerbahçe ve Moda’da hayata geçirilen Kadıköy Bostanları Projesi ile Kadıköylüler üretime için teşvik ediliyor. Kadıköylülerin toprakla buluştuğu ve istediği sebzeyi atalık tohumlarla yetiştirdiği bostanların daha fazla mahallede hayata geçirilmesini hedefliyoruz. Kadıköy’de atık oluşumunu en aza indirilmesini hedefleyen ve bir bilinçlendirme hareketi olan Atıksız Yaşam Hareketi, çevresel problemleri azaltmak ve doğal hayatın sürdürülebilirliğini sağlamak için başlattığımız bir proje. Özellikle yeşil alan yaratmakta zorlanılan mahallelerde uygulanmak üzere Yeşil Koridor Projesi’ni hayata geçirdik. Hasanpaşa Fulya Sokak’ta ilk örneği yapılan proje ile ısı adası etkisinin yoğun olduğu alanlarda yeşil dönüşüm hedefliyoruz.”

Projelerin kapasitelerini artırmak ve yeni projeler hayata geçirmek için çalışmaya devam ettiklerini ifade eden Odabaşı, “ Krize kriz gibi davranıp, kamu, özel, merkezi yönetim, yerel yönetim demeden tüm bileşenlerimizle kentsel dirençliliğimizi artırmalıyız. Bunun için yapılacak çok iş var ve her kurum bir yerden başlamalı. Ama önemli olan noktalardan biri de tüm bunların veriye dayalı bir politika kapsamında ve ölçülerek yapılması.” dedi. 

 


ARŞİV