Türkiye’nin hafızasında derin yaralar bırakan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 26 yılında TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener bir açıklama yayınladı. Yener, olası bir İstanbul depreminin yaratacağı risklere dikkat çekerek, 1999’dan bu yana geçen süreye rağmen riskli yapıların dönüştürülmesinde yeterli yol alınamadığını da vurguladı.
“BÜTÜN ÜLKE İMARA AÇILDI”
1999 depremleri sonrası yapı denetimi düzenlemelerinde meslek odalarının önerilerinin dikkate alınmadığını kaydeden Yener, “Yapı Denetim Kanunu’nun kapsamı daraltıldı, kamu yapıları denetim dışı tutuldu. TMMOB’ye bağlı odaların mevzuatla tanınmış görevleri içindeki mesleki yeterlilik, eğitim, belgelendirme, denetim gereklilikleri dışlandı ve büyük yıkımlara yol açan denetimsizlik hakim kılındı.” dedi.
Geçtiğimiz yıllarda değiştirilen imar yasalarının depreminin zararlarını büyüttüğünü vurgulayan Yener, şöyle devam etti: “Bilindiği üzere bütün ülke imara açılmıştır. Depremlere dayanıklı yapı stokunu artırma gerekliliğini gözetmeksizin yapılan çok sayıdaki imar affı, depremle ilgili kurum ve kuruluşların liyakat dışı zafiyetli yapılanmaları ve tek adam yönetiminin direktiflerine bağlılıkları, Kahramanmaraş-Hatay depremlerinde görüldüğü üzere deprem zararlarını artırmıştır. Yer seçimi, tasarım, yapı üretimi ve denetiminde bilimsel ve bütünlüklü bir yaklaşım yoktur. Sorunlu dolgu alanları, dere yatakları, kıyılar, ormanlar, toplanma yerlerinin imara açılması, su yatakları ile yeşil alanlar arasındaki bağların koparılması, ısı adalarının oluşması ve idari yanlışlar, doğa olayları olan depremleri toplumsal felaketlere dönüştürmektedir.”
“KURUMLAR YENİDEN YAPILANDIRILMALI”
“Bir daha asla imar affı yapılmamalıdır.” diyen Yener’in açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
-Deprem Şurası, Ulusal Deprem Konseyi gibi oluşumlar mutlaka devreye sokulmalı.
-Büyük beklentilerle hazırlanan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planının gerekleri yerine getirilerek; başta okul ve hastaneler olmak üzere Türkiye’nin bina envanteri çıkarılmalı, mevcut yapılar hasar görebilirlikleri ve riskleri esas alınarak gruplandırılmalı.
- Depremle ilgili tüm kurum ve kuruluşlar, ilgili meslek odaları ve bilim çevreleriyle ilişkilendirilerek liyakat ve uzmanlık temelinde yeniden yapılandırılmalı.
-Doğalgaz, elektrik, ısıtma kazanları, jeneratörler ve gaz tesisatları için erken uyarıcı ve gaz/akım kesici sistemler uygulanmalı, denetimleri meslek odalarınca yapılmalı.
-Okullar, hastaneler başta olmak üzere kamu yapılarının depreme karşı güvenli olup olmadıklarının uzman mühendisler tarafından tespitinde TMMOB’ye bağlı ilgili Odalar mutlaka yer almalı.
-Halkı mülksüzleştiren, borçlandıran ve kent veya yöresi dışına iten kentsel dönüşüm ile yeni rant projelerine yol açan ‘rezerv alan’, ‘acele kamulaştırma’ vb. uygulamalara son verilmeli, dönüşüm gerekliliklerinde kamu her açıdan yükümlülük üstlenmeli ve yerindelik esas olmalı.