Atalık ve yerel tohumlarla kendi gıdanızı yetiştirin

Ulusal Tohum Takas Merkezi İstanbul Yöneticisi ve sadece atalık tohumla üretim yapan çiftçi Cenk Barer, Kadıköy Belediyesi Ekolojik Yaşam Merkezi’nde tohumlar hakkında bilgi verirken, gelecek mahsulün nasıl korunması gerektiğini anlattı

07 Eylül 2023 - 13:58

Ulusal Tohum Takas Merkezi İstanbul Yöneticisi ve sadece atalık tohumla üretim yapan çiftçi Cenk Barer tarafından, Kadıköy Belediyesi Ekolojim Yaşam Merkezi’nde Atalık ve Yerel Tohumlarla Kendi Gıdanızı Yetiştirin Atölyesi gerçekleşti. Barer, GDO (Genetiğiyle Oynanmış Organizma), Hibrit ve Standart tohumlar hakkında bilgiler verirken, tohumların nasıl korunması gerektiğini anlattı.

GDO’lu tohumların Türkiye’de üretiminin ve satışının yasak olduğunu vurgulayan. Barer, “Tohum mısır ve soya fasulyesinde ithalat serbest. Ekmiyorlar, ama hayvanlara yediriyorlar, biz de onlarla besleniyoruz” dedi. İthal mısır şurubunda GDO bulunduğunu belirten Barer, “Bisküvilerin ve çikolataların hepsinde mısır şurubu var. Türkiye’de 30’a yakın çeşit GDO’lu, tohum mısır ve soya ithalatı serbest. Bu gelen tohumların da ekilip üretilmediğini kontrol etmek mümkün değil” şeklinde konuştu. 

“PAKETTE HİBRİT YOKSA F1 VAR”

Hibrit tohumların melez tohum olduğunu aktaran Barer, “Melez tohum yani, aynı ürün türünün iki çeşidinden yapılan tohum. İki çeşit domatesten bir çeşit domates üretiyorlar, verimi yüksek, lezzetli, kalın kabuklu ve yola dayanıklı” dedi. Hibrit tohumların, atalık tohum gibi ürünlerden toplanmadığını dile getiren Barer, “Firmaya gidip, o tohumdan almak zorundasınız, elinizdeki tohumlar kaybolup gidiyor” şeklinde konuştu. Barer, tohumların paketinde ‘Hibrit’ yazısı olmasa da F1 şeklinde belirtildiğinin altını çizdi. Barer “Hibrit tohum Türkiye’de serbest ve çok acı ki organik tarımda da serbest” dedi. 

“GÖNÜL RAHATLIĞIYLA KULLANABİLİRSİNİZ”

Standart tohumların ise tescil edilmiş atalık tohum olduğunu kaydeden Barer, “Tohumu, saklamadığınız dışarıdan satın almak istediğiniz zaman onları alıp gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz. Bu tohumları alıp ektiğiniz zaman, bir sonraki sene tohum alıp bir daha hiç tohum satın almadan devam edebilirsiniz” şeklinde konuştu. Barer, standart tohumlarının paketinde sarı etiket olduğunu ve ‘standart tohumluktur’ ibaresinin bulunduğunu vurguladı. 

KÜÇÜK TOHUMLAR NASIL KORUNMALI?

Cenk Barer, tohumların saklanması ve korunması hakkında da şu tavsiyeleri verdi: “Bitkiden tohumları aldıktan sonra kağıdın üzerinde kurutacaksınız, güneş görmeyen serin ortamda kuruyacak, iki ay o şekilde durabilir. Eğer siz aşırı nemli bir yerde yaşıyorsanız, ortamın nispi neminin altına indirme şansınız yok. Nemli yerlerde kavanozun içinde saklayamazsınız tohumları, küflenme olur. Ben İstanbul’da tohumları kavanozun içinde saklayabiliyorum. Bakla, bezelye, mısır ve fasulye gibi iri tohumlularda sıkıntı olur, bunları böcek yer. Siz tohumları alırsınız hiçbir şey görmezsiniz seneye bir açarsınız tohumların yarısı yok, böcek yemiş, üstünde böcek yumurtaları var çünkü. Tohumların hepsini mümkünse kilitli poşete koyuyorsunuz, sonra garanti olsun diye kavanozun içine koyuyorsunuz, sıkıca kapatıp derin dondurucuya koyuyorsunuz. Buzluk değil, derin dondurucu -18 ile-20. Bir ay dursun, sonra çıkarın, böcek yumurtaları donup çatlayıp öldüğü için hiçbir şey olmaz, asla böceklenmez ve tohumlar ölmez. Tohumların içinde su yok, - 18 derece de derin dondurucuda şoklayınca zarar görmüyor, buzlukta yavaş yavaş donuyor. Ufak tohumlar için bu geçerli değil, onlarda böcek tohumu olmaz. Bakla, bezelye, fasulyenin bütün çeşitleri ve mısır bunları muhakkak bir ay derin dondurucuya atın , çıkarınca ister beze ister kavanoza koyun, bir sonraki sene gönül rahatlığıyla ekebilirsiniz”. 

KARDEŞ BİTKİLER ÇİZELGESİ

Üretimde birbirlerine fayda sağlayan bitkilerin bulunduğu kardeş bitkiler çizelgesinin oldukça önemli olduğunu belirten Barer, “Fasulye, kabak ve mısırı beraber ekerler. Mısır aşırı azota ihtiyaç duyar, fasulye toprağa azot bağlar ve mısırı besler. Mısır fasulyenin sarılacağı sırığı oluşturur, kabak da büyük yapraklı olduğundan dolayı gölge oluşturur” dedi. Barer “Üretim sınırları şu; ilgi beceriniz, bulunduğunuz yerin iklimi ve toprağınız. Türkiye’de yüksek rakımlar hariç, birçok sebzeyi yetiştirebilirsiniz” şeklinde konuştu.

“İLAÇ TARLADA YARARLI ZARARLI AYIRMAZ”

Barer ilaçlama hakkında şu sözleri söyledi: “Hastalanınca antibiyotik kullandığımız da zararlı bakterilerle beraber yararlılar da ölür. İlaç da öyle, tarlada yararlı zararlı ayırmaz. Mesela, uğur böcekleri yaprak bitinin en büyük düşmanıdır. İlacı attığınızda uğur böcekleri de ölür, bir sonraki sene, sizin yaprak biti probleminiz iki katına çıkar. Benim arap sabunu ve ispirto ile yaptığım ilacın, uğur böceklerine hiçbir zararı yok. Gene de fazla yapmıyorum, biraz yaprak biti kalmalı. Çünkü uğur böceklerinin en büyük gıdası yaprak biti, onu yesinler ki üresinler, seneye daha da artsınlar, hiç ilaç kullanmayalım. Bunu hiç kimse düşünmüyor ‘Sonra ilaçsız olmuyor’ diyorlar olmaz tabi sen oradaki mikrobiyolojik ortamı öldürmüşsün. 

Cenk Barer konuşmasının sonunda Ekolojim Yaşam Merkezi’nin bostanını katılımcılarla birlikte gezdi. Sebzeler hakkında bilgiler verdi. 

 


ARŞİV