“Kediler tweet atamaz”

Sokak kedilerinin yaşam hakkı için inisiyatif kuran Rasimpaşa Mahallesi sakini hayvansever Ceren Gündoğan, “Her gün bir kedi araçla ezilerek ölüyor! Kedilerin tweet atıp seslerini duyuramadıklarını görünce kolları sıvadık…” diyor

02 Ekim 2019 - 14:11

Belki siz de görmüşsünüzdür Yeldeğirmeni sokaklarındaki “sokakta kedi var, yavaş sür!” temalı yazıları. Sokak canlarının araçların altında feci şekilde can vermesine dayanamayan mahalle sakini Ceren C. Gündoğan’ın mahallenin duvarlarına yansıyan çığlığı bu…

Hayvansever, sinemacı-yazar Gündoğan, bundan yaklaşık 1 yıl önce Kasım 2018’de  “Yeldeğirmeni Sokak Kedileri İnisiyatifi”ni (YSK) kurdu. Biz de 4 Ekim Dünya Hayvanları Korumu Günü vesilesiyle, onları korumak için uğraşan Gündoğan’la Yeldeğirmeni’nin bol kedili mekanlarından Ayrılıkçeşme Sokağı’nda buluştuk.

  • Kedilerle olan ilişkiniz nedir, nasıldır? Sizin kediniz var mı?

Kedilere sevginin ötesinde büyük bir hayranlık ve saygı duyuyorum. İlgiyle izliyorum onları. Kedi olma halinden öyle çok şey öğreniyorum ki. Yaşamda var kalmayı, birbirlerine tüm bilgilerini aktarma çabalarını, kendilerine has sevgilerini gösteriş biçimlerini, sıcak ama mesafeli oluşlarını… Hayvanlarla iç içe büyüdüm. Tarkan isminde bir keçimiz, kekliğimiz, balıklarımız ve kuşlarımız vardı çocukken de. Bir arkadaşımızla birlikte, beş köpeğimiz (Mavro, Elif, Dominik, Keje, Çita) ve iki kedimizle (Alis, Matmazel), yaklaşık iki yıl önce, yaşadığımız Kınalıada’dan Yeldeğirmeni’ne taşındık. Kuçu çocuklarımızdan adada ölmek üzereyken tesadüfen bulup büyüttüğümüz 7 yaşındaki Dominik’i, geçtiğimiz Temmuz’da kaybettik, arka bahçemizde sonsuz uykusunda oğlumuz. Bu vesile ile kedi ve köpeklerinin tedavisi sırasında, kan tahlilinde herhangi bir mikroba rastlanmadığı halde antibiyotik verilmesine karşı hayvan dostlarına uyanık olmalarını salık vereyim. Ayrıca, antibiyotik verilmeden önce mutlaka alerji testi yapılmalı. Hayvanlar çok sağlam yapılarına rağmen doğal dengelerini bozacak maddelere karşı son derece hassaslar.  

  • Özellikle sokak kedileri hakkında duygu-düşünceleriniz neler?

Sokakta yaşayan her türün sokakta yaşamayanların desteğine ihtiyacı var. Sokak çocuğunun, sokak kedisinin, sokak köpeğinin… Tür olarak ayırmaksızın sokaktaki muhtaç her canlıyla ilgilenmek, ihtiyaçlarını gidermek zorundayız. Elbette bu, kişinin vicdanıyla ilgili bir zorunluluk. Hayat karşısında hepimiz dayanışmak zorundayız. Hayvanlar kendi iletişimlerini gayet güzel kurarlar. Dikkat verdiğimizde bu “dilsiz çocuk”ların miyavlarının, havlamalarının, bizi gördüklerinde kuyruk sallamalarının, havai fişek ya da gök gürültüsünde kendilerine dost bildiklerine sığınmalarının ne anlama geldiğini, nasıl da meramlarını anlatmada usta olduklarını görürüz.

KEDİ ÖLÜMLERİNE KARŞI…

  • ‘Yeldeğirmeni Sokak Kedileri' nedir tam olarak?

Bir inisiyatif… Güzel mahallemizin özel dar sokaklarında hızla giden araçların, motorların, dikkatsiz sürücülerin sebep olduğu kedi ölümlerine karşı sosyal medya üzerinden, sürücüleri ve yayaları uyarmaya, önlem alabilecek kurumları daha hızlı hareket etmeye, yaptırım uygulatmaya yönelik bir doğrudan eylem modeli.

“KEDİLER TWEET ATAMAZ”

  • YSK'ni neden ve nasıl kurdunuz?

Kedilerin tweet atıp seslerini duyuramadıklarını görünce kolları sıvadık. (gülümsüyor) Neredeyse gün başına ortalama bir kedi araçla ezilerek ölüyor. Kedilerimizden Matmazel de bir aracın altında kalmaktan son anda kurtulmuş. Bize bakım için geçici bir süreliğine geldiğinde bu kaza sonucu kuyruğu kopmuştu. Karga ve martıların da ezildiğine şahit oluyoruz. Amacımız (klişe bir tabir ama bu kadar çok söylenmesi belki de bizim toplumsal kültürümüzde en ihtiyaç duyduğumuz kavram olduğundandır) ‘farkındalık yaratmak’. Sokakta kedinin, köpeğin, kaldırımdan yola fırlayabilecek bir çocuğun olabileceğini sürücülerin düşünmesini sağlamak ve yerleşim yerinde, ara sokakta hızlı ya da ters yönde gitmemelerini, kuralları ihlal etmemelerini ve kendi içlerinde bir “vicdan/ sorumluluk manivelası” oluşmasını sağlamak. Göz göre göre o kadar çok kedi ölümü oldu ki, inisiyatifi duyurmak, onlar için bir şeylerin takipçisi olmak çok minik bir adım aslında. Umuyoruz ki olumlu sonuçlar alabileceğiz.

Bir sabah, boş yola konan karga yavrusunu ezerek öldüren bir taksi sürücüsüyle ağız dalaşına girdik. Üstüne düşündüm, tamam yavaş bile gitse bu araç bu ağırlıkla yavruyu zaten ezerdi, neden bu kadar büyük tepki verdim diye. Sürücünün olaydan sonra tek bir pişmanlık, üzüntü belirten içten cümlesini duymamak üzüntümü öfkeye çevirmişti. Farkındalık derken biraz da bunu kast ediyorum. Hakaret olarak kullanıldığında “hayvan” kelimesi insanları çıldırtıyor. Öyle iletişim kazalarına maruz kalıyoruz ki kedi ve köpeklerle ilişkimiz yüzünden, “insanoğluinsan” daha ağır bir hakaret olarak geliyor bana.

  • Sizden başka kimler var ekipte?

İnisiyatifin içinde kedisi, köpeği olan, hatta olmayan birçok mahalle sakini, esnaf, öğrenci, çalışan arkadaşımız var. Bir kurum olmadığımız için, biraz da hayat o anda neyi getirirse onun olduğu,  acil bir tedavide örneğin, kimin işi yoksa ve durumu müsaitse harekete geçtiği, tamamını gönüllülerin oluşturduğu bir hareket. Zaten, adı üstünde, bu bir inisiyatif, yani ihtiyaç duyan herkes bulunduğu yerde bu inisiyatifi gösterebilir. Konuyu alır götürür, ayrıntılandırır, inisiyatifi zenginleştirir. İnisiyatif hiyerarşisiz ve yönetimsizdir. İsteyen herkes onun adına veya başka bir adla istediği etkinliği yapabilir.

“TÜM PATİLER RADARIMIZDA”

  • İsimde kedi geçiyor ama aslında kedi-köpek tüm sokak hayvanları ilgi alanınızda sanırım.

Elbette. Her türlü pati radarımızda, takipteyiz! Yine de köpekler kısmen sürücüler tarafından görünür olduğu için kedilerin ölüm oranı daha yüksek.

  • Sokak hayvanlarının araçlar tarafından ezilmesini önlemek için neler yapmayı hedefliyorsunuz?

Belediyeden uyarı levhaları, okul önlerindeki yollara yazılan uyarılardan hayvanlar için olan versiyonunu ve ters yönde gidişleri önlemek için de kapan taleplerimiz var. Ayrıca, ne yazık ki mal canın yongasıymış. Sürücülerin dikkatini ancak araçlarının hasar alacağı kaygısıyla çekebileceğimizi düşünüyoruz.

Biz inisiyatif olarak şimdilik sosyal medya üzerinden konuyu gündemde tutmaya çalışıyoruz. Sonuç alana dek.

  • Uyarı levhaları asılana dek, siz kendi imkânlarınızla A-4 kâğıtlara 'sokakta kedi var yavaş sür' yazmışsınız. Kaç sokakta kaç noktaya astınız? 

‘Sokak gerillalığı’ oldu biraz onlar. Apartmanları kirletmemeye, sadece ilan alanlarına yapıştırmaya çalıştık. 20 civarı sokakta ve duvarda asılılar şu anda. Esnaf arkadaşlardan da destekleyip dükkânına asanlar oldu. Beklentimiz, yine inisiyatif gösterilip bizden bağımsız olarak bu afişlerin yayılması.

  • Rasimpaşa’nın yeni muhtarı Sultan Aksu’yla da irtibattasınız sanırım. ‘Hız kesicilerle ilgili İBB başvurumuz var. Sokak kontrolleri yapılıp gerekli yerlere hız kesici konulacak' demiş.

Evet Sultan Hanım’ın yazdığımız twite böyle bir yanıtı oldu. Süreci takip ediyoruz, herhangi bir gelişme şimdilik yok. Olumlu her bir adımı da paylaşacağız.

SÜRÜCÜ VE YAYALARA UYARILAR

  • Sürücülere ne tür uyarılarınız var?

Sürücülere, araç kullanırken 1-3 ton arasında ağırlıkları olduğunu unutmamalarını hatırlatmak isterim. Lütfen daha duyarlı ve nazik olsunlar. Telefonlarına kitlenmeyip gittikleri yöne odaklanmalarını, gaza basarken kedileri, köpekleri ve çocukları unutmamalarını… Üstad Ferhan Şensoy’un dediği gibi; “gaz frene çok yakın”.  Ayrıca yayalara da bir uyarımız var. Kediler ürkek hayvanlardır, hızla ve dikkatsizce adım atan bir yayanın önünden hızla sokağa kaçarak ezildikleri oluyor. Yayalar lütfen yürürken  özenli olsunlar. Kaldırım kenarları kedilerin beslendikleri yaşam alanlarıdır.

Son olarak, bütün vatandaşlardan, mahalle sakinlerinden bir rica; hızlı giden araçları uyarsınlar. Böyle üst üste birkaç uyarı olan sürücü, sanırız kendine biraz çekidüzen verme ihtiyacını duyacaktır.

  • Ayrıca belediye levhalı mama-su-barınma odakları da talep ediyorsunuz.

Yaşam bir şekilde kendi iç dengesini kuruyor. Türkiye’nin ve dünyanın dört tarafında bakıma muhtaç hayvanlara bin bir emekle bakan insanların haberlerini gördüğümüz kadar; “burada mama verme” “parçalarım o kediyi” “zehirlerim köpeğini” diyebilen insanlarla da çevriliyiz. Ne mutlu ki Kadıköy ve özelde Yeldeğirmeni bu seslerin çekinik olduğu bir bölge. Çoğu sokakta gönüllü kedi-köpek besleyicileri var. Yine de eksiklerimiz var. Belediye logolu kedi evleri, mama ve su kapları için de taleplerimiz olacak. Özgürlük Parkı’ndaki gibi kedi ve köpeklerin oyun oynayabilecekleri, parklarda özel alanlar talep ediyoruz. Kedi ve köpeklerle yaşamayı öğrenmeliyiz. Onların ihtiyaçlarını gidermenin, onları sevmenin bizi de mutlu edeceğini, bir dokunmayla bir içten bakışmayla o kedi-köpek sevmeyenlerin bile değişebileceğini biliyoruz. Aslında kurumların da desteğiyle bu sevme-sevilme şansını insanlara vermiş olmanın peşindeyiz. Kediler ve köpekler buna her zaman açık. İnsanlar neden kapalı kalsınlar ki?

Son olarak, 4 Ekim mesajınız nedir?

4 Ekim’de büyük marketlerde kedi-köpek mamalarında güzel indirimler oluyor. Barınaklara da bulunduğumuz mahallelerdeki kedi-köpek bakan güzel insanlara da destek olmak önemli. Herkes bir paket mama alıp paylaşsa ne güzel olur. Adalar Barınağı’nın da her zaman mama desteğine ihtiyacı var. Lütfen kesinlikle hayvan satın almayalım, mutlaka barınaklardan sahiplenelim. Ve yaşamımıza aldığımız hiçbir pati canı terk etmeyelim. Kısa ömürlerinde sağlıklı ve mutlu olmalarını sağlayalım. Herkese patisi bol, keyifli günler diliyorum.


ARŞİV