Her insan bir hikâye

Bazen bir pembe koltuk, bazen örgü ören bir kadın, simitçi, gazozcu… Her insan anlatılmayı bekleyen bir hikâye… Her an unutulmaz bir anı… Tasarım Atölyesi Kadıköy stajyerleri Kadıköy hikayelerini bir instagram hesabıyla anlatıyor

13 Eylül 2019 - 11:47

Simit aldığınız fırının ustası, önünden geçtiğiniz yorgancı, saçınızı kestirdiğiniz berber, oyuncaklara bezenmiş bir ev…  Farkına varmadan yürüyüp geçtiğiniz binlerce insanın, canlının, hatta her eşyanın bir hikâyesi var.  Kadıköy Belediyesi’ne bağlı Tasarım Atölyesi Kadıköy'de semt üzerine çalışan genç stajyerler Kadıköy'den hikâyeleri, anları, insanları görebileceğiniz bir instagram hesabı açtı.  @kadikoy'den hesabında semtin yorgancısından, simitçisine, koltuğundan rehber köpeğine pek çok insanın ve anın hikayesi yer alıyor. Kadıköy’den insanların hikayelerine tasarımcı gözüyle bakan tasarım ve mimarlık fakültelerinin yeni mezunları ve öğrencileri olan stajyerlerle @kadikoy'den hesabının ortaya çıkışını ve hikayesini konuştuk.

“KADIKÖY’Ü ANLATMAK”

“Biz Kadıköy’ü anlatmak istiyorduk” diyen İdil İrem Avşar  “En güzel yaşayanların hikâyeleriyle, bizim gözümüzle anlatabilirdik, öyle yaptık” diyor. Fikir aşamasında 15 kişiyle başlayan proje şimdi 10 kişiyle devam ediyor. Daha önce böyle bir tecrübesi olmayan 15 genç ilk önce bilinen isimlerle yani; Kadıköy’ün gazozcusu, simitçisi gibi pek çok insanın az çok bildiği insanların hikâyeleri ile başlayan görüşmeler,  herkesin birbirini önermesi ya da sokaklarda gezerken yaptıkları keşiflerle ilerlemiş.

Projeye katılan stajyerlerden 3’ü yurtdışından gelmiş. Romanya, Avusturya ve Polonya’dan gelen gençlerin bir turist ya da gezgin olarak değil böyle bir projenin içinde yer alarak dinledikleri hikâyeler, edindikleri deneyim elbette çok fazla. 

Polonyo’dan Dominika Swierczynska, insanların günlük hikayelerini dinlemenin onlara yeni ufuklar açtığını, hikayelerini dinlediği insanların yaratıcılıklarını gördüklerini söylüyor.  Romanya’dan Radu Gabriel Secatureanu, insanların dinleyecek birini bulduklarında iştahla hikâyelerini anlatmasını sevmiş.

“İNSANLARA BAKMIYORUZ”

 Projeye katılan stajyerler içinde Kadıköy’de oturan da var daha önce Kadıköy’e eğlenmek için gelen de. @kadikoy.den hepsinin Kadıköy’ü yeniden başka bir gözle tanımasına neden olmuş. 6 aydır Kadıköy’de yaşayan Avusturya’dan Katharina Spanlang’in “ Geçip giderken insanların ne yaptığını biliyoruz ama onlara insan olarak hiç bakmıyoruz.” sözlerini Nazlı Kır  “Bizim çıkış amaçlarımızdan biri buydu; yolda geçip gördüklerimize bakmak” diye tamamlıyor. Kavacık’ta oturan ve Kadıköy’e daha önce eğlenmek için gelen Buse Yiğit bu projeyle kendisini Kadıköy’de evinde gibi hissettiğini söylüyor. Bir yıldır Kadıköy’de oturan Nazlı Kır “Bir yıl boyunca konuşmadığım kadar insanla bu proje sayesinde konuştum” diyor. Hepsinin Kadıköy’de selamlaştıkları yeni tanışları var.

“KATKI BEKLİYORUZ”

Moda, Yeldeğirmeni, Rıhtım’da dolaşan genç stajyerler ellerinde elliye yakın hikâye biriktirmişler. Yani “Hesapta şimdilik 15 hikâye var fakat devamı gelecek” diyorlar.  Stajları bitmiş olmasına rağmen proje yeni hikâyelerle devam edecek. İdil İrem Avşar, projeye dair şöyle bir çağrı yapıyor “Belki bu projeyi biz yürütüyor olabiliriz ama asıl yürütenler hikayelerini dinlediğimiz insanlar ve onların katkılarını bekliyoruz”

@kadikoy'den projesinde yer alan stajyerler:

Nazlı Kır-İTÜ-Endüstri Ürünleri Tasarımı -3. sınıf
İdil İrem Avşar-Yeditepe- Endüstri Ürünleri Tasarımı-4. sınıf
Buse Yiğit- Medipol - Kentsel Tasarım ve Peyzaj Mimarlıgı- 3. sınıf
Dilara Karahan- Mimar Sinan- Şehir Bölge Planlama- 4. sınıf
Melike Yürekli-ODTÜ- Mimarlık- 4. sınıf
Oylum Akgül- MEF- İç mimarlık-4. sınıf
Katharina Spanlang- University for applied arts Vienna- Social Design(mezun) Avusturya
Radu Gabriel Secatureanu- İon Mincu University- Architecture and Urbanism(mezun)
Romanya
Dominika Swierczynska- Cracow University of Technology- Warsaw University of Technology- Architecture and Urban Planning (mezun)
Polonya

@kadikoy'den hikayeler

 Parolası sevgi olan bir mahalle berberi - Berber Gani
"Aslen Adanalıyım, 60 sene önce İstanbul’a geldim ve 71 yaşındayım.İyi ki gelmişim Kadıköy’e. Beni buraya çeken insanların kibarlığı, inceliği. Ben her zaman incelikten ve kibarlıktan yanayım. Yüce Allah’tan niyaz ediyorum şiddet benden uzak olsun. Çok duygusal bir insanım ve insan ilişkilerim çok kuvvetli. Şurada akşamları ağzım yoruluyor “iyi akşamlar kızım, ablam, iyi akşamlar yavrum” demekten hakikaten yoruluyorum. Bundan çok mutluyum. İstanbul’un şu semti bu semti güzel demeyeceğim, güzelliği insanların kendisi getirir. İnsanlar bir hamaldır aslında; kimisi çimento taşır, kimisi de sevgi taşır. Ben sevgi taşıyan bir insanım. Ben sevgiden yanayım. 15 senedir bu sokakta bu dükkandayım, bir insan da kalkıp diyemez ki Gani’nin gözünün üstünde kaşı var, mümkün değil. Ben burada hırsızı yakaladım, kızın telefonunu çalarken. Araba soyarken de birini yakaladım. Sokağın koruyucusuyum. Ayten teyze var Karadenizli, 85 yaşında şurada oturur, “Gani oğlum Allah sana ömür versin bu sokağı terk etme’’ der. Bir tane oğlum var konservatuar mezunu müzisyen, kızım yok ama benim bir sürü kızım var burada. Bunun mutluluğunu yaşıyorum, size de gördüm kazandım. Gani amca deyip sarıldıklarında çok mutlu oluyorum, hep böyle yaşamak istiyorum. Sevgi çok güzel bir şey. Sevgi ne manavdan ne marketten ne nalburdan alınır. Sevgiyi insanlar kendisi yaratır. Biz toprağız, sevgi de mahsuldür. Biz bunu ekelim, içimizde sevgiyi büyütelim, siz de bunu anlayın büyükler olarak bizleri kucaklayın. Ahlaksız terbiyesiz bir insanı kim kucaklar? Düşünce de denize nazır olmalı. “Ben bir amcayla tanıştım, ne kadar iyi insan” demek benim için zenginlik.

Sokağın Sahiplendiği Bir Koltuk


Merhaba, ben yıllarca sevimli bir ailenin salonunda yaşamış pembe bir koltuğum.Tam emekliye ayrılıyorum atacaklar beni derken, kendimi burada bu sokağın köşesinde buldum. Ben buraya bir telefoncu tarafından bırakıldım. İlk günlerde yabancılık ve yalnızlık çeksem de mahallenin tonton yaşlı teyzeleri ve amcaları alışverişleri dönüşü beni görmeden, biraz dinlenmeden geçmez oldular. Popüleritem sınırları öyle aştı ki, sadece mahalleli değil Kadıköy dışından da beni ziyarete gelenler oluyor. Üstelik anı fotoğrafı bile çektiriyorlar. Çok hareketli ve zengin bir yaşamım oldu. Tüm bunları düşündüğümde, Kadıköy anlarına dahil olduğum ve salon yaşamından çıktığım için çok şanslı bir Kadıköylüyüm ben de.

Sofie teyze

-Örgüleri ve mavi kapaklarıyla Kadıköy'ün değerlerinden-

Onun da bir röportajı olsun isterdik ama yaşını sorma gafletinde bulunduk...

Etiketler; @kadikoyden

ARŞİV