Yoksa hepimiz deli miyiz?

KarmaDrama’dan Togay ve Damla Kılıçoğlu, Erasmus’un 600 yıl önce yazdığı “Deliliğe Övgü”yü oyunlaştırdı. Delirme eşiğine gelmiş dünyamıza hem az biraz öteden hem de içerden bakan oyun onca yıl içinde pek de bir şey değişmediğini gösteriyor

31 Mayıs 2019 - 10:32

“Şimdi kendime bir methiye dinleyeceksiniz. Ama birine kendimden daha tanıdık gelirim o başka…”

Kadıköy’ün daha doğrusu mahallemizin tiyatro sahnesi KarmaDrama, Erasmus’un 600 yıl önce yazdığı “Deliliğe Övgü” eserini oyunlaştırdı. Yukarıdaki sözlerle başlayan ve 60 dakika süren oyunda günümüzün delirme eşiğine gelmiş dünyasına tiyatro sahnesinden bakıyor. Tiyatroda olduğunuzu bilseniz bile bir insanın gözünüzün içine baka baka “Bu kadar kısacık ömre sığan canlıların bütün bu faciaları yarattığına inanmak çok zor.” demesi insanı epeyce sarsıyor. Hele oyun sonrası Togay Kılıçoğlu’nu koltuk değnekleriyle görünce iyice sarsılıyorsunuz, çünkü bacağında sorun olmasına rağmen oyunda hiç çaktırmıyor merdiven bile çıkıyor!

Damla Kılıçoğlu ve Togay Kılıçoğlu’nun uyarlayıp yönettiği Togay Kılıçoğlu’nun oynadığı Deliliğe Övgü oyunu vesilesiyle hem oyunu hem de bu yıl 10. yılını dolduran KarmaDrama’nın yolculuğunu konuştuk.

“BİR ARPA BOYU YOL ALINMAMIŞ”

Neden “Deliliğe Övgü”yü uyarladıkları sorusuna Togay Kılıçoğlu şöyle yanıt veriyor: “Resimden heykele ne kadar sanat dalı varsa, sanat mekânı da dâhil oyunu insanların sanatla buluşamaması üzerine kurduk. Bu veryansın odur. Buluşamamasının sebebi de sanatçının kendisinde değil. Onu baskılayan sistemde, rejimde, insanlarda, mahalli idarelerde, coğrafi şartlarda. Biz bugünlerde bu coğrafyada çok fazla yasaklama durumu var. Tükürülen heykeller, başka bir coğrafyada göremeyeceğiniz şeyler. Oyunu da sesini duyurmaya çalışan bir sanatçı üzerine kurguladık. O zaman dertlerimiz örtüştü.”

Erasmus’un metninin temelinde Hıristiyanlığa başkaldırı olduğunu söyleyen Kılıçoğlu, “Biz Hıristiyanlığa olan başkaldırıyı çıkardık. Onları çıkardığımızda zaten evrensel genel geçer bütün dertler kalıyor. 1500’lü yıllarda yazdığı her şey hala geçerli.”

“Deliliğe Övgü”yü sahneye uyarlamak için hem Togay hem de Damla Kılıçoğlu kitabı ayrı ayrı okumuş. Kitap bittikten sonra bakmışlar ki ikisi de neredeyse aynı yerlerin altını çizmiş.

“Bizim silahımız sahnemiz. Sözümüzü biz oradan söylüyoruz”  diyen Kılıçoğlu, şöyle devam ediyor: “Bizim derdimiz neydi, Erasmus’un derdi neydi ortak noktasını bulduğumuzda böyle bir sahneleme tercih ettik.”

Tiyatronun başka bir tiyatroya rakip olmadığını söyleyen Togay Kılıçıoğlu,10. yılını dolduran KarmaDrama ile kendi pencerelerinden bir ürün yaratmaya, bir mekânı tiyatro sahnesine dönüştürmeye yönelik çığlıklarının oyundaki oyuncunun çığlığı ile buluştuğunu anlatıyor.

MAHALLENİN SAHNESİ

Beş yıl gezici sahne olarak oyun sergiledikten sonra Kadıköy Söğütlüçeşme’de, yoldan geçenlerin “burada ne var” diye merak edip kafalarını uzattıkları bir yer tutan KarmaDrama ekibi, sokağı bile değiştirmiş.

Mahalle tiyatrosu olmayı hedeflediklerini ve bunu başardıklarını anlatan Togay Kılıçoğlu, oyuna karşı apartmandan komşularının, esnaftan birinin geldiğini anlatıyor. Kılıçoğlu mahalleyle, seyirciyle temas meselesini anlatırken yoldan geçen iki kişi, “Burası ne?” diye soruyor. Damla Kılıçoğlu tiyatro olduğunu anlatıp onları içeri davet edip gezdiriyor. Biz “konuştuğumuz şey yaşandı” diye gülüşürken karşı lokantadan bir dilim söyleşi pastası ikramı geliyor. KarmaDrama mahalleye kurulmuş değil, mahalleli olmuş. Evine giden, dükkânı kapatan selam etmeden gitmiyor.

KarmaDrama’nın sahnesi 40-45 kişilik kapasiteye sahip. Hatta Deliliğe Övgü dekor gereği 22 kişilik. Ama gönlü geniş. Dertleri hanlar hamamlar değil. “Bu sözler birilerine gitsin” diyor Togay Kılıçoğlu, “Sorgulayarak eve gitsin. Sorgulayan insanlar olalım.” diye devam ediyor. Bu bir derdi olma hali, bu gönlü genişlik mahalleliyle onları yaren yapmış. Bu yüzden tiyatronun minderi mahalledeki döşemeciye, tabelası mahallenin tabelacısına yaptırılmış.

Damla Kılıçoğlu, Kadıköy için “Biz burada yaşadık. Biz Kadıköylüyüz.  Biz burada tabii kendi bildiğimiz yerdeyiz. Kendi köyümüzdeyiz. Yani evimizdeyiz” diyor. Tiyatro için çok yer baktıklarını anlatan Damla Kılıçoğlu, “Burası bizim için sürdürülebilirlik açısından baş edebileceğimiz bir yerde duruyor” diyor.

“TAPUDA TİYATRO YOK”

Kadıköy’de tiyatro sahnesi olmasına rağmen, çok fazla sorunları olduğunu anlatan Togay ve Damla Kılıçoğlu, birçok tiyatro sahnesinin teknik sorunları olduğuna dikkat çekiyor. Bu sorunlardan biri de 1923 yılından bu yana değişmeyen tiyatro sahnesi ruhsatı alma koşulları.  2004 yılında İmar Yasası’nda değişiklik yapılmış ama sadece “çok amaçlı salon” adında değişiklik olmuş. Yani hala tiyatro değil. Ve bir yerin tiyatro ruhsatı alabilmesi için tapuda tiyatro yazması gerekiyor. Damla Kılıçoğlu yüksek lisans tezi de olan konu ile ilgili diğer tiyatrocularla birlikte mevzuatta değişiklik olması için çalışmalar yapmış ama malum ülkenin gündemi yoğun olduğu için onlara sıra gelememiş. “Tam yasa tasarısı vereceğiz, Cumhurbaşkanlığı seçimi oldu, sonra başka bir şey. İki seçim ve iki bayram arasını yakalamadık” diye gülerek anlatıyor Damla. Seçim gündemleri sona erdiğinde yeniden çalışmalara başlayacaklar.

“TİYATRO SEYİRCİNİNDİR”

KarmaDrama’da oyun sahnelenmesi dışında eğitimler de veriliyor. Hem yetişkinler hem de çocuklar için. Eğitimlere katılanlara öğrenci değil katılımcı diyorlar. Ve tahmin edebileceğiniz üzere buradaki eğitimler de ezber bozan türden.

Konservatuvarların tiyatro bölümü öğrencilerine ve 75 yaş üstü seyircilere kapısı her daim açık KarmaDrama’nın jüriye kapası kapalı. “KarmaDrama seyircinindir” diyor Togay Kılıçoğlu, ödül mekanizmasına inanmadıkları için yarışmalara da katılmadıklarını anlatıyor. Onlar için en büyük ödül seyircinin alkışı.

SEZON KAPANMIYOR

KarmaDrama’da sezon kapanmıyor. Bu yüzden Deliliğe Övgü 1-2 Haziran’da ve Haziran sonunda oynanmaya devam edecek. Web sayfasından ve sosyal medya hesaplarından sahnenin güncel programını görmek mümkün.  Herkesin her şeyi bildiği, herkesin hep haklı olduğu, çok güzel, akıllı, bilge olduğu dünyamızdan yorulduysanız 60 dakikanızı “Deliliğe Övgü’ye ayırın. İyi gelecek.


ARŞİV