Dayanışmadan Doğan Sahaf: “Sofa Kitap”

Yayımlanan KHK ile Kocaeli Üniversitesi’ndeki görevinden ihraç edilen Adem Yeşilyurt, Kadıköy Misak-ı Milli Sokak’ta ‘Sofa Kitap’ adında bir sahaf açtı. Yeşilyurt, “Sahaf beni fazlasıyla hayata bağladı” diyor

06 Temmuz 2017 - 16:23

Kadıköy denince birçoğumuzun aklına sahaflar gelir. Aranılan kitap, dergi ve diğer yazılı ürünlerin kıtlığa düşmesiyle birlikte insanlar, sahafların yolunu tutar ve kitapları karıştırmaya başlar. Kadıköy’deki birçok sahaf da bu olayın yaşatılmasını sağlıyor. Artık Kadıköy’de bu olayı yaşatacak yeni bir sahaf var; Sofa Kitap. Sofa’nın kurulma hikayesi geçtiğimiz yıla dayanıyor. Bakanlar Kurulu’nca çıkarılan 672 sayılı KHK, 1 Eylül 2016 tarihinde yayımlandı. Bu KHK ile on binlerce kamu personeli meslekten ihraç edildi. İhraç edilenler arasında ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız Barış için Akademisyenler’ bildirisine imza atan akademisyenler de vardı. Bildiriye imza attıkları gerekçesiyle ihraç edilen Kocaeli Üniversitesi’nden 19 imzacı akademisyen, çok kısa bir süre sonra Kocaeli Dayanışması Akademisi (KODA)’ni kurdu. Üniversiteler arasında ilk kurulan dayanışma ağı olma özelliğini taşıyan KODA, ‘kenti ve öğrencilerimizi terk etmeyeceğiz; kent ve kamu yararına üretmeye devam edeceğiz’ düşüncesi ile yaklaşık bir yıldır faaliyet gösteriyor. KODA’da sağlanan dayanışma, Kocaeli Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde Ar. Gör. görevinden ihraç edilen Adem Yeşilyurt’un Kadıköy Misak-ı Milli Sokak’ta sahaf açmasına vesile oldu. Aynı üniversitenin Mimarlık Fakültesi’nden ihraç edilen Doç. Dr. Gül Köksal ve halen Felsefe bölümünde Sosyolog olarak görev yapan Doç. Dr. Aslı Kayhan’ın destekleriyle kurulan Sofa Kitap’ın öyküsünün geri kalanını onlardan dinleyelim...

ÖĞRENCİLERİ TERK ETMEYECEĞİZ”

  • Yayımlanan KHK ile yaşadığınız süreci ve KODA’nın kuruluşundan bahseder misiniz?

Adem2011-2014 yıllarında ODTÜ’de 50/D maddesi gereğince asistan olarak çalıştım. Sonrasında ÖYP ile Kocaeli Üniversitesi’ne gelmiştim. 2014’ten bu yana da Kocaeli Üniversitesi’nde çalışıyordum. 1 Eylül tarihli KHK ile önce ÖYP’nin kaldırıldığını sonrasındaysa aynı KHK’yla atıldığımı öğrendim. (gülüyor) Bu süreçten sonra Kocaeli’deki ihraç edilen ve birlikte durduğumuz hocalarımızla birlikte Kocaeli Dayanışma Akademisii’ni kurduk. Ben de oranın en genç üyesi olarak işlere koşturuyorum. Şu anlık dönemi kapattık.

Gül: 10 yıl boyunca Kocaeli Ünivesitesi’nde çalıştım. KHK’nın yayımlanmasının ardından 5 Eylül’de ihraç edilen hocalar ve bu süre zarfında beraber olduğumuz hocalarla birlikte kenti ve öğrencilerimizi terk etmeyeceğiz dedik. Bu bağlamda kurduğumuz KODA’nın da akademik açılışını 28 Eylül’de yaptık.

Aslı: 1 Eylül’den sonra açılan kapıyla birlikte bizim için de süreç başkalaştı. İhraç edilen 19 arkadaşımızla her türlü koşulda birlikte olduğum arkadaşlarımdı. Dolayısıyla ihraç sonrası kurulan KODA’nın bir parçası olarak hem akademik üretime hem de Türkiye’nin zor günlerindeki karşı muhalif mücadeleye devam ediyorum. Kocaeli’de Eğitim-Sen’in binasında çeşitli seminerler, kentteki demokratik kitle örgütleriyle araştırma ve çalışmaları yapmayı sürdürüyoruz.

  • Sahaf açma fikri nasıl oldu?

Gül: 2011 yılında burayı tuttum. Arkadaşlarım ve öğrencilerim geliyor, birlikte projeler yapıyorduk. Çalışmalarımız için kullandığımız bir mekandı. Burayı hep disiplinler üstü, kolektif bir alan olarak kullanma niyetimiz vardı. Dayanışma akademisi sürecinde birçok akademisyen arkadaşımız açığa çıkınca mekânı daha gelişmiş bir kolektivite arzusuyla kullanmaya başladık. Adem’in sahaf fikri de aslında tam aradığımız şeydi.

Adem: Burayı kolektif kullanmaya başladıktan sonra ben de acaba başka bir şey yapabilir miyim diye düşündüm. Kitaplarla aram hep iyiydi. Edebiyata çok ilgi duyuyorum. Bir yandan da teknoloji gelişiyor çeşitli ortamlarda elektronik olarak kitap okunabiliyor. Fakat bu beni cezbetmiyor. Her zaman kitapları elimle dokunarak almayı tercih ederim. Üniversiteden atıldıktan sonra da bu işi yapabilirim dedim. Zaman içinde kitapları nasıl toplarım, burayı nasıl bir sahaf haline getiririm diye düşünürken yaklaşık bir oda dolusu kitap oldu ve 18 Haziran’da Sofa Kitap’ı açtık.

Aslı: Hep bir aradaydık ama ihraçla birlikte mekânın maddi sorunları da baş göstermeye başladı ve bir arada olunca daha fazla üretebildiğimizi gördük. Her koşulda birlikte olabileceğimiz birlikte üretebileceğimiz bir yer olsun istiyorduk. Sahaf da Adem için çok güzel oldu. Doktora öğrencisi olarak başka bir yerde çalışması daha zor ve KHK’lı olma sürecinin de getirdiği bazı engelleri oluyor…

SAHAF KOLEKTİF ŞEKİLDE OLUŞTU”

  • Raflarda birçok kitap görüyorum. Kitapların hepsi size mi ait?

Adem: Buradaki kitapların çok azını satın aldım. Sahaf açma düşüncemi çevremle de paylaşınca hocalarımızdan, arkadaşlarımdan birçok kitap desteği geldi. Sahaf yine kolektif bir şekilde oluşmuş oldu. Halen de oluşmaya devam ediyor. Bugün bile hiç tanımadığımız biri gelip bize kitap bağışladı.

  • Sahafta kaç kitap var?

Adem: Henüz sSayım yapamadık ama 2 bin 500 civarında kitap var. Şu an daha çok sosyal bilimler, edebiyat ve mimarlık üzerine kitaplar var. Ama bBuraya gelen herkes kendi zevkine uygun kitaplar bulabilir. Daha yeni olduğumuz için kitapların fiyatı belirlenmiş bile değil. Biri geldiğinde kitaba şöyle bir bakıp durumuna göre 5-10 lira diyebiliyoruz. (gülüyor) Bizim için buranın kolektif ve paylaşım yapılan bir mekan olması daha önemli.

  • Sofa” ismi nerden geliyor?

Adem: İlk başlarda başka bir dünyanın mümkün olabileceğini düşünenler olarak mekan için ‘Başka Bir Kitap’ ismini düşündük. Fakat eskiden beri burası bizim için ‘sofa’ydı. Hep sofaya gidiyorum, sofaya geliyorum derdik. Yaşadığımız ortak paylaşım alanıyla bütünleşen çok güzel bir isim oldu.

Gül: Sofa, bir plan tipi olarak geleneksel evlerde tüm hayatın geçtiği ortak alana denir. Anadolu evlerinde de “hayat” olarak geçer. Adem de sahaf için isim düşünürken Sofa Kitap olmasını uygun buldu.

SÖYLEŞİ, KİTAP OKUMA, FİLM GÖSTERİMİ…

  • İlerleyen tarihlerde yapmak istediğiniz etkinlikler var mı?

Adem: Sahafımızda ay sonuna doğru yazarlarla söyleşiler, kitap tanıtımları, kitap okumaları ve bahçemizde film gösterimleri yapmayı düşünüyoruz.

  • Sahaflık yapmak nasıl bir duygu?

Sahaf beni hayata bağlayan bir şey oldu. Kocaeli Dayanışma Akademisi’nin yeri bambaşka. Üniversiteden atıldıktan sonra beni hayata bağlayan en önemli şey o. Ama bir yandan da başka bir şeyler daha gerekiyor. Ben doktora öğrencisiyim. Burası tez yazmak için de çok uygun. Başkalarının da gelip, araştırma yapabileceği bir yer burası. Yeni bir gaye oldu.

Gül: Üreten genç arkadaşlarla olmak çok kıymetli bir şey. Bu tür ortamları kurmak gerekiyor. Aslında bu da bir direniş pratiği. Üretirken mekânı da dönüştürüyoruz. Mekânı dönüştürürken de bazı borçların altına girerken de kolektif olarak bunların üstesinden geliyoruz. Bu sadece zor zamanlar altında olduğumuz için değil, başka bir dünya yolunda giderken şu an yapmamız gereken bir şey. Şu an bunları yaparak geleceği kurabiliriz.

KADIKÖY’DE SAHAF OLMAK BÜYÜK ŞANS”

  • Peki ya Kadıköy’de sahaflık yapıyor olmak diye sorsam…

Adem: Kadıköy’de sahaflık çok iyi. (gülüyor) Kadıköy, sahaflık anlamında bir merkez. Böyle bir yerin benzeri Taksim’de vardı Taksim de böyle bir yer ama orası da Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan ötürü oradaki kitle Kadıköy’e göç etmeye başladı. Bunların bağlamında Kadıköy’de sahaf olmak bir hayli özel bir duygu. Bir de bilindiği üzere sahaf denince herkesin aklına huysuz, ihtiyar, aksi tipler geliyor ama ben belki de en genç sahaf olabilirim (gülüyor). Kadıköy’de sahaf olmak büyük şans. Bir yandan bakınca belediye de edebiyata ve kitaba çok destek oluyor. Geçtiğimiz ayda tarihi kültür mirası olan Haydarpaşa gibi bir yapıda kitap fuarı düzenlendi. Bunlar ilçeye değer katan faaliyetler.

Adres: Osmanağa Mahallesi Misak-ı i Milli Sokak No:52

* Eğer Sofa Kitap’a sosyal medya aracılığıyla ulaşmak isterseniz Facebook, Twitter ve Instagram’dan ‘Sofa Kitap’ adıyla ulaşabilirsiniz


ARŞİV