1 milyon kişi riskli binalarda yaşıyor!

İstanbul’da yaklaşık 429 bin konut hem zemin hem de yapı açısından riskli. Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Esin Köymen ise, “Boş yapılar vatandaşların kullanımına sunulabilir” önerisinde bulunuyor

09 Ekim 2019 - 11:52

Geçtiğimiz ay İstanbul’da meydana gelen 5.8’lik deprem, bina güvenliğiyle ilgili tartışmaları bir kez daha gündeme getirdi. İstanbul’daki hangi ilçeler daha fazla risk altında? Riskli binaların tespiti nasıl yapılıyor? Yaşadığı binanın riskli olduğunu düşünen vatandaşlar ne yapmalı?

“429 BİN BİNA RİSKLİ”

Gayrimenkul Borsası (GABORAS) depremin ardında İstanbul’da “Öncelikli Müdahale Alanları Haritası”nı hazırladı. Haritaya göre İstanbul’da yaklaşık 429 bin konut hem zemin hem de yapı açısından riskli. ‘Öncelikli müdahale alanı’ olarak tanımlanan bu alanda 1 milyon 73 bin kişi yaşıyor.

GABORAS verilerine göre İstanbul’da hali hazırda 250 binin üzerinde tamamlanmış birinci el boş konut stoku, yaklaşık 250 bin seviyelerinde tamamlanmak üzere olan konut stoku var. Gayrimenkul Borsası Yönetim Kurulu Başdanışmanı Lütfi Altun, “Sağlam konutlar atıl durumda beklerken, riskli konutlarda insanların yaşamına devam etmesi kabul edilemez. İvedilikle yapılacak bir çalışma ile inşaat sektörünün dar boğaza girmesi ile oluşan birinci el ve ikinci el satılık konutlardan sağlam olanlarla deprem riskli mülklerin menkulleştirilip takas edilmesiyle soruna kalıcı bir çözüm elde edebiliriz.” önerisinde bulundu.

ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

Depremden sonra ilk üç günde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na 3 bin 411 ihbar geldi, incelemesi tamamlanan bin 91 bina içerisinde 95’inin ağır hasarlı, 262’inin ise az hasarlı olduğu tespit edildi. Binasının riskli olduğunu düşünen vatandaşlar belediye, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve  kaymakamlık gibi kurumlara başvurarak veya özel bir şirketle anlaşma sağlayarak binalarını kontrol ettirebiliyorlar.

Kadıköy Belediyesi’ne gelen ihbar sayısı ise son olarak 193 olarak belirlendi.  Kadıköy Belediyesi Yapı ve Kontrol Müdürlüğünün paylaştığı bilgilere göre, ihbar edilen binalar belediye birimlerince incelendi. Şu ana kadar sadece Rasimpaşa Mahallesi’ndeki bir binanın tahliyesi gerçekleştirildi. Gelen ihbarları değerlendiren Kadıköy Belediyesi Yapı ve Kontrol Müdürlüğü ekipleri hasarlı olduğunu veya statik yönden tetkik edilmesi gerektiğini düşündükleri binaların sahiplerini bilgilendiriyorlar. Bu süreçten sonra bina sahipleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığının lisans verdiği kentsel dönüşüm bürolarına veya Kadıköy Belediyesi “Beton ve Zemin Bürosuna” müracaat edebiliyor.

“MADDİ GEREKÇELERLE ERTELENİYOR”

Bütün bunlar bilinmesine karşın evi hasarlı olan vatandaşların birçoğu yetkili kurumlara ihbarda bulunmak istemiyor. Bunun sebebi ise evinden tahliye edilen vatandaşların yaşayacağı barınma sorunu. Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Esin Köymen, 20 yıldır depreme yönelik ciddi bir çalışmanın yapılmadığını belirterek ciddi bir konut sorununun olduğunu söyledi. Vatandaşların maddi gerekçeler nedeniyle binalarını terk etmekten çekindiğini ifade eden Köymen, “Vatandaşlar için önemli konu, yaşadıkları konutların sağlam olup olmadığı. Bu konuda detaylı inceleme  yapabilecek olan, bakanlık tarafından yetkilendirilmiş şirketler var. Ayrıca beton laboratuvarları olan bazı belediyeler de bu incelemeleri yapabiliyorlar. Bunların sonuçları bir rapor halinde apartman yönetimine iletiliyor. Ama önemli olan bundan sonraki sürecin nasıl geliştiği. Bu raporlar sonucunda yapılarının sağlam olmadığı ortaya çıkan bina sakinlerinin, sağlam yapılara taşınması, mevcut binalarını yıkıp yeniden yaptırmaları gibi bir zorunluluk doğuyor ki bu durum çoğunlukla maddi gerekçeler nedeniyle erteleniyor ya da hiç yapılamıyor.” dedi.

“BOŞ YAPILAR KULLANILABİLİR”

Sorunun çözümü için devletin sosyal konut politikasını devreye sokması gerektiğini söyleyen Köymen şu önerilerde bulundu: “Tam da bu noktada devlet kurumlarının devreye girmesi ve bu konuda vatandaşlarımızın maddi anlamda desteklenmesi büyük önem arz ediyor. TOKİ, KİPTAŞ gibi kurumların ellerinde bulunan boş yapılar vatandaşların kullanımına sunulabilir.”

KAMU YAPILARI SAĞLAM MI?

İstanbul’daki yapı stokuna dair detaylı bir çalışma yapılmadığına dikkat çeken Köymen mevcut yapıların kaçının sağlam kaçının riskli olduğunun tam olarak bilinmediğini söyledi. Bir kentin afetlere karşı hazırlıklı olması için doğru bir planlama sürecine ihtiyaç olduğunu ifade eden Köymen, “Tam da bu nedenle vatandaşlarımız öncelikli olarak kendi konutlarının sağlam olup olmadığını öğrenme telaşındalar. Bu önemli bir adım olsa bile yetersiz bir durumdur. Çalıştığımız işyerlerinden, okullarımıza, hastanelerimize, kamu yapılarına, cezaevlerine kadar detaylandırabileceğimiz kullanım amaçları farklı pek çok yapının sağlamlığı ile ilgili detaylı bir araştırmaya acil olarak ihtiyacımız var. Bu durumu tespit ettikten sonra alınacak önlemlerin hızla hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu konuda yapılacak olan çalışmalara,  merkezi ve yerel yönetimlerle birlikte, meslek odaları, sivil toplum örgütleri ve halkın dahil edilmesi son derece önemli görünüyor. Binaların yapımı sırasında doğru işçilik ve malzeme kullanımının yanı sıra, denetlenmeleri ve bina bittikten sonra da bilinçli kullanım yapıların kullanım ömrünü uzatan önemli verilerdir.” şeklinde konuştu.


ARŞİV